“Allah yolunda şehit olanları ölü sanmayınız!"
18/10/2022 Salı Köşe yazarı V.T
Dursun
Efendi Osmanlı âlimlerindendir. Taşköprü kasabasındandır. Doğum târihi
bilinmemektedir. 966 (m. 1558) senesinde İstanbul’da vefât etti. Bir
müddet zamanının büyük âlimlerinin hizmetinde bulundu. İlim öğrenmeye çok
kabiliyetli idi. Çeşitli medreselere müderris tayin edildi. Tefsîr, Hidâye
ve İbn-i Melek kitapları üzerinde risaleler yazdı. Buyurdu ki:
Allahü teâlâ, Bekâra sûresi 154. âyet-i kerîmede meâlen; “Allah
yolunda öldürülenlere, 'Onlar ölülerdir' demeyin. Hakîkatte onlar
diridirler. Fakat siz anlayıp bilemezsiniz.”
Allahü teâlâ, Âl-i İmrân sûresinin 135. âyet-i kerîmesinde,
meâlen; “Ve bir günah işledikleri veya nefslerine zulmettikleri
zaman, Allahü teâlânın va’îd ve ıkâbını anarak günahlarından tövbe
ederler (ve günahları ancak Allahü teâlânın bağışlayacağını
bilirler), hem de yaptıkları günâha bile bile ısrar etmezler (ve
onlar, ısrârın cezasının, günahın cezasından daha çok olduğunu bilirler)” buyurdu.
Allahü teâlâ, Kehf sûresinin 46. âyet-i kerîmesinde meâlen; “Mal
ve çocuklar, dünyâ hayâtının süsleridir. Sonsuz kalıcı olan iyi işlerin
sevapları, Rablerinin yanında daha iyidir” buyurdu.
Allahü teâlâ, Ra’d sûresi 21. âyet-i kerîmede meâlen; “Ve
onlar ki Allahü teâlânın gözetilmesini emrettiği hakları
gözetirler. (Akrabalık bağını kırmazlar, mü’minlere dostluk gösterir,
birlik olurlar, kul haklarını gözetirler, Allahü teâlânın bütün kitap ve
peygamberlerine îmân ederler.) Rablerinden korkarlar (nehyedilen
şeylerden sakınırlar ve) fenâ hesaptan korkarlar” buyurdu.
Allahü teâlâ, Âl-i İmrân sûresinin 196. âyet-i kerîmesinde
meâlen; “Allah yolunda şehîd olanları ölü sanmayınız! Onlar
diridirler!” buyurdu.
Allahü teâlâ, Bekâra sûresi 121. âyet-i kerîmede meâlen; “Kendilerine kitap verdiğimiz kimseler, o kitabı, hak olduğunu bilerek okurlar. İşte onlar, tahrif yapmaksızın kitaplarına îmân edenlerdir. Her kim de kitabı inkâr eder ve değiştirirse, onlar dinlerinde ziyan edenlerdir” ve İsrâ sûresinin 45. âyet-i kerîmesinde meâlen; “Sen Kur’ân-ı kerîmi okuduğun zaman, biz, seninle âhırete inanmayanların arasına görünmez bir perde çekeriz.” (Böylece seni göremezler ve sana bir zarar yapamazlar) buyurdu. Aynı sûrenin 82. âyet-i kerîmesinde meâlen; “Biz Kur’ân-ı kerîmde öyle âyet-i kerîmeler indirmekteyiz ki, mü’minler için şifâ ve rahmettir (ki, dinlerine kuvvet ve menfâat verir.) Zâlimlerin de ancak sapıklığını arttırır” buyuruldu.