"Sana yazıklar olsun!.."
18/11/2019 Pazartesi Köşe yazarı A.U
Ferîdüddîn-i Attâr hazretleri anlatır:
Sâlihlerden biri, ibâdet için bir mescide girdi.
Sabaha kadar ibâdet edecekti.
Gece yarısı kapı gıcırdadı.
Sanki mescidin kapısı açılıp, içeri biri girmişti.
O, öyle zannetti...
Ve kendi kendine;
“Bu vakitte mescide gelen, büyüklerden biri olmalı" diye düşünüp, namâzını
daha bir dikkatli kılmaya başladı.
Duâlar etti, ağladı!
Sonra geriye baktı.
Gördü ki, kapının yanında bir (köpek) yatıyor.
Kendinden utandı.
Ve nefsine hitâben;
“Yazıklar olsun sana ey nefsim, bütün bir gece, şu köpek için ibâdet
yaptın!" dedi.
● ● ●
Ferîdüddîn-i Attâr hazretleri, bir Moğol askerinin eline esîr düştü. O
asker, onu öldürmek istediğinde, halk o askere “bu zâtı öldürme, sana
bin akçe verelim" dediler.
"Hayır" dedi.
Kabul etmedi.
Tam öldürecekti ki, büyük velî o askere;
“Acele etme. Benim için daha fazla fiyat verirler" deyince,
öldürmedi.
Bir müddet geçti.
Oraya biri geldi.
Ve o askere;
“Bu zâtı öldürmezsen sana bir torba saman veririm" dedi.
Büyük velî bunu duydu.
Ve o askere;
“İşte benim fiyatım budur" dedi.
Asker sinirlendi!
Ve onu şehit etti!
Şehâdet şerbetini içen Ferîdüddîn-i Attâr hazretleri, kesik başını elleri
arasına alıp koşmaya başladı!
Üç kilometre gitti.
Nihâyet tâkati bitti.
Ve mübârek başı iki elinin arasında olarak yere düşüp rûhunu teslim
eyledi...