"O gün, kâfirler için çok sıkıntılıdır!.."
18/11/2020 Çarşamba Köşe yazarı V.T
"Sûra üfürüldüğü zaman, kâfirlere çok sıkıntılı bir gündür. Onlara
kolaylık yoktur..."
Tâcüddîn ibnü’l-Vecîh hazretleri kıraat âlimidir. 671 (m. 1272)’de Irak’ta
Vâsıt’ta doğdu. Burada meşhur âlimlerden istifade ettikten sonra
Kahire"ye gitti; orada büyük kıraat âlimlerinin derslerine devam etti.
Sonra Bağdad’a giderek talebe yetiştirdi. 740'ta (m. 1340) Bağdat'ta vefat etti.
Bir dersinde şunları anlattı:
Kur'ân-ı kerimin Allahü teâlânın kelâmı olduğundan şüphesi olanlar için,
Müddessir sûresi nâzil oldu. Bu sûrenin 1-10. âyetlerinde meâlen, (Ey örtüye
bürünen Muhammed! Kalk da [kâfirleri Allahü teâlânın azâbı ile] korkut! Rabbini
tekbîr et, tâzîm et! Giydiklerini temiz tut! Haram edeceğim şeylerden sakın!
Yaptığın iyiliği çok görerek başa kakma! Rabbin için sabret! Sûra üfürüldüğü
zaman, kâfirlere çok sıkıntılı bir gündür. Onlara kolaylık yoktur... )
buyurulmuştur.
24. âyetten başlayarak meâlen, (Kur'ân için, bu sihirdir, bu ancak
bir insan sözüdür dedi. İşte bunu söyleyeni, şiddetli bir ateş içine, Cehenneme
atacağım. Şiddetli ateşin ne olduğunu sen ne bilirsin? O [içine girenleri] ne
çıkartır, ne de azaptan vazgeçer. İnsanın derisini karartır, yakar. Orada 19
[azap yapan melek] vardır. Ateşte olanlara azap yapmak için,
meleklerden başkasını memur etmedik. Ehl-i kitap [Yahudi ve Hıristiyanlar bu
sayıyı, kendi kitaplarında bildirilene uygun görerek Muhammed aleyhisselâmın
nübüvvetine ve] Kur'âna inanırlar. Müminlerin de îmanı artar. Ehl-i kitap ve müminler,
[bu adedde] şüphe etmesinler. Kalpleri hasta olanlar ve kâfirler ise, Allah
bunu [19 adedini] bildirmekle ne yapmak ister derler. Bunun gibi, Allah
dilediğini [kötüleri] doğru yoldan saptırır ve dilediğini [iyileri] de, doğru
yola kavuşturur. Rabbimin [Cehennem ehlini azâblandırmak için yarattığı]
meleklerin adedini, ancak kendisi bilir [Bu ondokuz melek, diğer meleklerin
reîsleridir]) buyuruldu.
Necm sûresinin 3 ve 4. âyetlerinde meâlen, (Muhammed, kendi arzusu
ile konuşmaz. [Çünkü O, tevhîdi ilân ve şirki yok etmek ve şeriatı yaymak ile
emrolunmuştur.] Onun [din işlerinde] konuşması ancak vahydir) buyurulmuştur.
Kehf sûresinin 110. âyetinde meâlen, (Onlara de ki, ben de ancak sizin gibi bir insanım. Ama, bana Rabbimin tek bir ilah olduğu vahiy olunmuştur. [Zâtında benzeri, sıfatlarında şerîki, ortağı yoktur. ] Rabbine kavuşmak isteyen bir kimse, amel-i sâlih, faydalı iş işlesin ve Rabbine ibâdet etmekte hiç şerîk [ortak] koşmasın) buyurmuştur.