"Bu ne güzel söz, ne tatlı kelâm…"
19/01/2022 Çarşamba Köşe yazarı A.U
Birinci Akabe
Bîatında, Müslüman Medîneliler, Resûlullah’tan, kendilerine İslâmiyeti
öğretecek bir öğretmen istediler.
Efendimiz, bu iş
için Mus'ab bin Ümeyr'i görevlendirdi.
O, bu emri aldı.
Medîne'ye vardı.
Ve insanlara
İslâmiyyeti öğretmeye başladı.
Bir gün, sohbet
ediyordu ki, Evs kabîlesinin reisi Üseyyid geldi.
Elinde mızrak vardı.
Onu yere sapladı.
Ve olanca
hiddetiyle; "Sen insanları aldatıyorsun. Eğer ölmek istemiyorsan,
derhâl çek git buradan!" dedi.
O, bunları dinledi.
Hiç sinirlenmedi.
Aksine, nâzik bir
lisanla;
"Hele biraz otur,
bizi dinle. Belki beğenir kabul edersin. Beğenmezsen giderim" dedi.
Üseyyid sâkinleşti.
Ve bir yere oturdu.
Hazreti Mus'ab
Kur’ân-ı kerîm okudu.
Kur’ân-ı kerîmin eşsiz
belâgatı ve tatlı üslûbunu işiten Üseyyid duygulandı!
Kendini tutamadı.
Ve ona dönüp;
"Bu ne güzel söz,
ne tatlı kelâm. Bu dîne girmek için ne yapmalıyım?" diye sordu.
Mus'ab, ona
İslâmiyeti anlattı.
Kelime-i şehâdeti
öğretti.
O da hemen Müslüman oldu...