“Hiçbirimiz ölümü istemeyiz ki!..”

19/01/2023 Perşembe Köşe yazarı V.T

“Kim Allahü teâlâya kavuşmayı isterse, Allahü teâlâ da ona kavuşmayı ister..."

 

Abdullah bin Yezîd el-Mukrî hazretleri Tebe-i tabiînin büyüklerinden olup hadîs ve kırâat âlimlerindendir. Basra’da doğdu. Tabiînin büyüklerinden ders aldı. Basra ve Mekke’de yetmiş seneden fazla Kur’ân-ı kerîm okuttu. Yüzon yaşında iken 213 (m. 828) yılında Mekke’de vefât etti. Rivâyet ettiği hadîs-i şerîflerden bazıları şunlardır:

Müslim’de Abdullah bin Zeyd el-Mukrî’den rivâyet edilen hadîs-i şerîfte Peygamber efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) “Ey kalbleri çeviren Allahım! Bizim kalblerimizi tâatine çevir!” diye duâ etti.

Ebû Eyyûb-i Ensârî’nin (radıyallahü anh) rivâyet ettiği ve el-Mukrî’nin naklettiği hadîs-i şerîfte Resûlullah efendimiz, “Allah yolunda bir sabah veya akşam yürüyüşü, üzerine güneş doğmuş-batmış her şeyden daha hayırlıdır” buyurdu.

Abdullah bin Amr bin Âs’tan (radıyallahü anh) naklen rivâyet ettiği hadîs-i şerîfte Resûl-i ekrem efendimiz “Allah yolunda ölüm, her şeye keffâret olur, yalnız borç müstesna!” buyurdular.

Ebû Hüreyre (radıyallahü anh) rivâyet etti: “Yâ Resûlallah! Kıyâmet günü senin şefaatinle insanların en mesûdu kim olacak?” diye sordum. Resûlullah (aleyhisselâm); “Yâ Ebâ Hüreyre, bunu bana senden başka kimse sormadı. Ancak sen sordun. Kıyâmet gününde halk içinde şefaatime en çok kavuşacak kimse, kalbinden hâlis olarak (La ilahe illallah) diyendir.”

Resûlullah efendimiz; “Kim Allahü teâlâya kavuşmayı isterse, Allahü teâlâ da ona kavuşmayı ister. Kim Allahü teâlâya kavuşmayı istemezse, Allahü teâlâ da ona kavuşmayı istemez” buyurunca, Hazreti Âişe (radıyallahü anha); “Biz hiçbirimiz ölümü istemeyiz” dedi. Bunun üzerine Resûlullah efendimiz; “Bu o değildir. Lâkin mümin, Allahü teâlânın rahmeti, rızâsı ve Cenneti ile müjdelenince, Allahü teâlâya kavuşmak ister. Allahü teâlâ da ona kavuşmak ister. Kâfir ise, Allahü teâlânın azâbı ve gadabı ile korkutulunca; Allahü teâlâya kavuşmak istemez. Allahü teâlâ da ona kavuşmak istemez” buyurdu.

“Sübhânallahi velhamdülillâhi velâ ilahe illallahü vallahü ekber velâ havle velâ kuvvete illâ billah de! Çünkü bunlar, el-Bakıyyât-üs-sâlihât’tır. Ağaç yaprağını döktüğü gibi, onlar da hatâ ve günahları dökerler. Bunlar, Cennet hazînelerindendir.”

“Çarşıya giren kimse, (La ilahe illallahü vahdehü lâ şerîkeleh lehülmülkü velehülhamdü yuhyî ve hüve hayyün lâ yemût bi-yedihilhayr vehüve alâ külli şey’in kadîr) derse, Allahü teâlâ ona bin kere bin sevâb yazar ve bin kere bin günâhı ondan siler. Onu bin kere bin yükseltir.”