Mezhepler, Müslüman için Allahü teâlânın rahmetidir
19/01/2025 Pazar Köşe yazarı V.T
Hadis-i şerifte buyuruldu ki: "Ümmetimin ihtilâfı, [amelde mezheplere
ayrılması], rahmettir."
Seyyid Şerefüddîn el-Ermevî hazretleri Şafiî mezhebi
fıkıh âlimlerinin büyüklerindendir. 691 (m. 1292) senesinde doğdu. 757 (m.
1356) senesinde Kâhire'de vefât etti. Birçok âlimden ilim öğrendi ve
hadîs-i şerif dinledi. Fıkıh, usûl ve nahiv ilminde üstün derecelere
kavuşmuştu. Buyurdu ki:
Peygamber Efendimizin “sallallahü aleyhi ve sellem”
fazîletlerini bildiren yüzlerce kitap vardır. Burada bazıarını bildirelim:
İslam âlimleri diyor ki: (Ümmetimin dalâlet
üzerinde birleşmemelerini Rabbimden diledim. Kabûl eyledi) hadisi
meşhûrdur. Başka bir hadis-i şerifte, (Allahü teâlâ sizi üç şeyden
korumuştur. Bunlardan biri, dalâlet üzerinde birleşmekten korumuştur. İkincisi,
sârî [bulaşıcı] hastalıktan ölen, şehit sevabına kavuşur.
Üçüncüsü, iki sâlih Müslüman, bir Müslüman için, hayrlıdır [iyi
biliriz] diyerek şâhit olursa, o Müslüman Cennete gider) buyurdu.
Bir hadis-i şerifte, (Eshâbımın ihtilâfı,
sizin için rahmettir) ve (Ümmetimin ihtilâfı, [amelde
mezheplere ayrılması], rahmettir) buyurdu. Onun ümmeti hakkı,
doğruyu bulmak için çalışırlarken, ihtilâfa düşerler. Bu çalışmaları ise,
rahmete sebep olur. Bu hadis-i şerifi iki kimse inkâr etmiştir: Biri mâcin,
ikincisi mülhiddir. Mâcin, dîni dünya kazancına âlet eden hîlecidir. Mülhid de,
âyet-i kerimelere dünya çıkarlarına göre mâna vererek kâfir olan sapıktır.
Yahyâ bin Sa'îd diyor ki: İslâm âlimleri
kolaylaştırıcıdırlar. Bir işe, birisi helâl demiş, başkası haram demiştir.
Sâlih insanlar için helâl dediklerine, fesat zamanında haram demişlerdir.
Yukarıdaki hadis-i şerifler gösteriyor ki, (İcmâ-ı
ümmet) yâni, müctehid denilen âlimlerin söz birliği, "Edille-i
şer'ıyye"dendir. Yâni, din bilgilerinin dört kaynağından birisidir ve
dört mezhep haktır. Mezhepler, Müslümanlar için Allahü teâlânın rahmetidirler.
Resûlullaha verilecek sevaplar, diğer Peygamberlere
verilecek sevaplardan kat kat ziyâdedir. Makbûl bir ibâdet ve hayrlı bir iş
işleyene verilen sevap kadar bunun hocasına da verilecektir. Hocasının hocasına
dört misli, onun hocasına sekiz misli, onun da hocasına onaltı misli olmak
üzere, Resûlullaha kadar her hocaya talebesinin iki misli sevap verilecektir.
Meselâ, yirminci hocasına beşyüz yirmidört bin ikiyüzseksensekiz sevap
verilecektir.
Muhammed aleyhisselâma, ümmetinin her
bir işinden sevap verilecektir. Muhammed aleyhisselâma her bir işinden
verilecek olan sevapların sayısı, bu hesaba göre düşünülürse, hepsinin
miktârını Allahü teâlâdan başka kimse bilmez.