"Damda deve mi aranır behey şaşkın!.."
19/02/2022 Cumartesi Köşe yazarı A.D
Belh Sultanı İbrahim
Edhem, bir gece kuş tüyü yatakta yatarken, sarayın damından ayak
sesleri işitti. Sinirlenmişti!..
Din büyüklerimiz
buyuruyorlar ki: Dünya ile âhiret arası göz açıp kapayıncaya kadardır. Bu dünya
hayâldir ve geçicidir. Asıl hayat, âhiret hayatıdır ve ebedîdir.
Allahü teâlâ, (Kulum
benden ne isterse ona o kapıları, o yolu açarım) buyuruyor.
Kalbimizdeki istikamet çok önemlidir. Nereye yöneldiğimize, neye niyet
ettiğimize bakalım, iyi düşünelim..."
***
Belh Sultanı İbrahim
Edhem, bir gece kuş tüyü yatakta yatarken, sarayın damından ayak
sesleri işitti. Sinirlenmişti;
-Kim bu saatte o
damdaki?.. Ne arıyorsun orada be adam? diye seslendi.
-Devemi kaybettim, onu
arıyorum, diye cevap geldi.
Hükümdar, iyice kızmıştı:
-Behey
şaşkın! Damda deve mi olur! diye haykırdı. Damdaki, dedi ki:
-Ey hükümdar! Damda deve aranmaz da, atlas yataklarda Cennet aranır mı?
Bu söz çok tesir etmişti... Sabah vezirleriyle görüşürken aklı fikri
gece olan bu olayda idi...
Bu sırada bahçeden
sesler gelmeye başladı. Pencereden bakınca, iri yarı bir gencin saray
muhafızları ile tartıştığını gördü. Seslenerek onları içeri çağırdı.
Delikanlıya ne istediğini sorunca;
-Ben hana girmek
istiyorum, bunlar bırakmıyor, dedi.
-İyi ama burası han
değil ki, saraydır, ben de padişahım dedi. Genç itiraz etti:
-Hayır burası bir han,
dedi.
-Peki nasıl han
oluyor?
-Senden önce burada
kim vardı?
-Babam vardı.
-Ne oldu ona?
-Göçtü gitti.
-Ondan önce?
-Dedem vardı.
-Ona ne oldu?
-O da göçüp gitti.
-Peki, birinin konup
birinin göçtüğü yere han denmez de ne denir?!.
Genç bunları söyleyip, çekip gitti...
Gece damdaki adamın sözleri ve şimdi de bu gencin sözleri hükümdarı düşüncelere
sevk etmişti... Biraz ferahlamak istiyordu... Av elbiselerini giyinip, kırlara
doğru sürdü atını... Bir ceylan gördü. Birkaç saat bununla uğraştı.
Sonunda öyle bir yere sıkıştırdı ki, artık hayvanın kaçacağı yer kalmamıştı.
Kendi kendine;
-Beni çok yordun,
şimdi ne yapacaksın, nasıl kurtulacaksın elimden? diye söylendi. O anda
ceylan, Allahü teâlânın izniyle dile gelip;
-Başka işin yok
mu? Ne istiyorsun benden, beni öldürmek için mi
yaratıldın? Asıl vazifeni yapsana sen, dedi.
Hayretler içinde kalan
İbrahim Edhem, okunu yayını atıp hemen tövbe etti. Sultanlığı da bıraktı, bir
daha memleketine dönmedi. Gitti, İslam âlimlerine talebe oldu, senelerce ilimle
uğraştı. Sonunda "İbrahim Edhem Hazretleri" oldu. Artık o bir
"Gönül Sultanı"ydı...
Bugün bu mübarek zatın vefat yıl dönümüdür. (h. 162 m. 19 Şubat 779) Bu menkıbeyle kendisini anmış olduk. Allahü teala şefaatine nail eylesin...