Orucun ferdî, ailevî ve içtimai bazı faydaları...
19/04/2021 Pazartesi Köşe yazarı R.A
Salgın hastalıkların yaşandığı bir zamanda maddî durumu iyi olanların
mağdur durumdakilere yardımda bulunmaları daha bir değer kazanmaktadır...
Allahü teâlâ, diğer ibâdetlerde olduğu gibi, oruç tutulması emrini de
sebepsiz yere vermemiştir. Oruç, insanlara hem maddî, hem de manevî pekçok
faydalar sağlar.
Bilindiği üzere, ibâdetlerin faydaları sadece fertlerle ve âilelerle sınırlı
değildir. Bazı ibâdetler, cemiyetin nizâm ve intizâmını önemli ölçüde etkiler.
Mesela cemâatle kılınan namazların ictimâî münâsebetler/sosyal ilişkiler
açısından ne kadar önemli olduğunu inkâr mümkün değildir.
Oruçta da bu özellik çok bâriz/belirgin bir şekilde müşâhede edilir. Orucun
fert bakımından pek çok faydaları yanında, toplumun huzûruna sağladığı çok
önemli faydaları da vardır. Oruç, insanın şefkat ve merhamet duygularını
geliştirerek, bunun topluma sevgi ve yardım şeklinde yansımasını sağlar.
Oruç tutan kimse, açlığın ne demek olduğunu bizzat tatmış olduğundan, yokluk
içinde kıvranan fakîrlerin, kimsesizlerin çektikleri sıkıntıları, içinde
duyarak kendisinde şefkat ve acıma duyguları gelişir. Bunun sonucu olarak da
fakîrlere yardım elini uzatarak, onların sıkıntılarını giderir, toplumun huzur
ve mutluluğuna katkıda bulunur.
Bütün bir sene, çeşitli yemekleri eritmek için, yorulan insan midesi ve
bağırsakları, hatta karaciğeri ve kalbi senede bir ay dinlenerek sağlıklarını
korumuş olur. Bu, orucun maddî faydalarından biridir.
Orucun manevî faydalarından bazılarını da burada kısaca zikredebiliriz:
İbâdetlerin, bizim bildiğimiz ve bilmediğimiz birçok hikmetleri vardır. Tespit
edilen hikmetlerini bilmekte fayda vardır. Çünkü hayranlık duyup o ibâdeti seve
seve yapmaya, yakîne sebep olur. İslâmiyeti bilmeyenlere, hikmetini, faydasını
anlatmak ise, dîni sevdirmeye vesîle olur.
Oruç tutan bir insan, bizzat hissederek fakîr insanlara yardım etme ihtiyâcını
duyar. Birbirlerine yardım eden insan toplulukları arasında ise çekişmeler
olmaz...
Orucun, dünyadaki faydalarından biri de, insanlara açlığın ve susuzluğun ne
demek olduğunu öğretmektir. Tok, hiçbir zaman açın hâlinden anlamaz ve ona
merhamet etmez. Oruç, bundan başka, nefse hâkim olmayı da sağlar.
Bundan başka, Allahü teâlânın emrini yerine getirmek için gündüzleri bir ay
oruç tutan bir Müslümân, Allahü teâlânın emirlerini yapmak itiyâdını, alışkanlığını
da kazanır.
Mukaddes dînimiz İslâmiyette, bütün Müslümânlar, tek bir vücut gibi kabul
edilmiş, Müslümânların birbirlerinin dertleri ile ilgilenmeleri istenmiştir.
Hele böyle salgın hastalıkların yaşandığı bir zamanda maddî durumu iyi
olanların mağdur duruma düşen kardeşlerimize yardımda bulunmaları, onların
dertlerine, sıkıntılarına ortak olmaları daha bir değer kazanmaktadır...