Zekât, malı zarardan korur
19/05/2021 Çarşamba Köşe yazarı O.Ü
Hadis-i şerifte buyuruyor ki: "Zekât vererek, malınızı zarardan
koruyunuz!"
Sual: Ticaret malı veya toprak mahsulü olsun zekâtı verilmeyen mallar,
mahşer günü, sahiplerine azap olarak yüklenecektir deniyor, bu doğru mudur?
Cevap: Zekât vermek, Kur’ân-ı kerimin 32 yerinde, namazla birlikte
emredilmektedir. Tövbe suresinin 34. âyet-i kerimesinde meâlen;
(Malı, parayı biriktirip zekâtını, Müslüman fakirlerine vermeyenlere çok
acı azabı müjdele!) buyurulmuştur.
Kıyamet gününe ve Cehennem azabına inanan zenginlerin, mallarının zekâtını,
tarla mahsullerinin, meyvelerin uşrunu vererek, bu azaplardan kurtulmaları
lazımdır. Hadis-i şerifte;
(Zekât vererek, malınızı zarardan koruyunuz!) buyuruluyor.
Tefsîr-i Mugnîde buyuruluyor ki:
“Kur’ân-ı kerimde üç şey, üç şeyle beraber bildirildi. Bunlardan biri
yapılmazsa, ikincisi kabul olmaz. Peygambere itaat edilmedikçe, Allahü
teâlâya itaat edilmiş olmaz. Anaya, babaya şükredilmedikçe, Allahü teâlâya
şükredilmiş olmaz. Malın zekâtı verilmedikçe, namazlar kabul olmaz.”
İmâm-ı Gazâlî hazretleri, mahşer gününü anlatırken buyuruyor ki:
“İnsanlardan her biri, dünyada sımsıkı sakladıkları malı boyunlarına
geçirmişlerdir. Deve zekâtını vermeyenlerin, boynuna deve yüklenir. Öyle
bağırır ve ağırlaşır ki, büyük dağlar gibi olur. Sığır, koyun zekâtı vermeyenler
de, böyle olur. Bunların feryatları âdeta gök gürlemesi gibidir.
Ekin zekâtını, yani uşrunu vermeyenlerin boynuna ekin denkleri yüklenir ki,
dünyada hangi cins ekinin zekâtını vermemiş ise, o cinsten, o denkler
dolmuştur. Eğer buğday ise buğday, arpa ise arpa dolmuştur ki, ağırlığından
altında ‘vâveylâ’, ‘vâseburâ’ diye bağırır. Altın, gümüş ve kâğıt para ve sair
ticaret malı zekâtından vermeyenler de, dehşetli bir yılanı yüklenirler. Boynu
ile halkalanmış, boynu üzerinde yüklenmiş, hatta değirmen taşlarını yüklenmiş
kadar ağırlığı vardır. Bu haldeyken feryat ederler ve;
-Bu nedir, derler. Melekler de onlara;
-Bunlar, dünyada zekâtını vermediğiniz mallarınızdır derler. İşte bu
dehşetli hal, Âl-i îmrân sûresinin 180. âyet-i kerimesinde meâlen;
(Dünyâda esirgedikleri, kıyamet günü boyunlarına takılır) buyurularak
bildirilmiştir.”
Bunun için zengin olan her Müslümanın, elindeki malının zekâtını seve seve ve İslamiyetin emrettiği kimselere vermesi lazımdır.