"Nasihati terk edenin dînine zarar gelir!.."
19/06/2022 Pazar Köşe yazarı V.T
İlmiyle amel eden
âlimlerle oturmak, kalblerin imârı ve bedenlerin gıdasıdır.
Abdurrahmân bin Me’mûn
Nişâbûrî hazretleri Şafiî mezhebi fıkıh âlimlerindendir. 426 (m. 1035)
senesinde İran’da Nişâbûr’da doğdu. Birçok yeri dolaşarak ilim tahsil
etti. Usûl, fıkıh, hılâf, ferâiz, kelâm ilimlerinde mütehassıs bir âlim olarak
yetişti. Bağdad şehrindeki Nizâmiyye Medresesi fıkıh müderrisliğine tayin
edildi. Bu vazîfede iken 478 (m. 1086) senesinde Bağdad’da vefât etti.
Bu mübarek zat buyurdu
ki:
İlmiyle amel eden
âlimlerle oturmak, kalblerin imârı ve bedenlerin gıdasıdır. Allahü teâlâ, Nisa
sûresinin 3. âyet-i kerîmesinde meâlen şöyle buyurdu: “Allahü teâlânın
emirlerine itaat ve yasaklarından kaçınmakta birbirinize yardım ediniz. Amma,
küfür ve zulme veya masiyete (günaha) ve bid’ate yardım etmeyiniz.”
Asr sûresinin 3.
âyet-i kerîmesinde meâlen; “Birbirlerine hakkı (i’tikâd ve amelden
inkârı caiz olmayan şeyleri) tavsiye edenler ve sabrı (farzların
edasına, emirlerin yapılmasına devam etmeyi) tavsiye edenler, ziyanda
değildirler” buyuruldu.
Sahih bir hadîs-i
şerîfte; “Din nasihattir. İhlâslı olmaktır” buyuruldu. Eshâb-ı Kirâm;
“Kime karşı yâ Resûlallah?” diye suâl edince; “Allaha, Kitabına, Resûlüne,
Müslümanların imamlarına ve umûmuna” buyurdu.
Dînin lüzumlu şeylerinden biri nasihat olduğuna göre, nasihati terk eden kimsenin dînine zarar gelir. Nasihat ve vaaz, âlimlere de, âlim olmayanlara da şâmildir. Nitekim, Zâriyât sûresinin 55. âyet-i kerîmesinde meâlen; “Tezkîr ve vaazı (va’z-ü nasihati) terk etmeyip devam eyle. Çünkü va’zü nasihat, mü’minlere fayda verir” buyuruldu. Peygamber efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem); “Müminler birbirlerini destekleyen bir tek yapı gibidirler”, “Müminlerin misâli, biri diğerini yıkayan iki el misâlidir” buyurdu. Hadîs-i şerîfte, Allahü teâlânın kuldan yüz çevirmesinin alâmetinin, onun mâlâyanî ile meşgûliyeti olduğu belirtilmiştir. Bir kulun ömründen bir saati, lüzumsuz yerde, maksada uygun olmaksızın geçerse, o, buna uzun zaman nedamet duymalıdır. Yine Peygamber efendimiz; “Kimin yaşı kırkı geçer de, hayrı şerrine galip gelmezse, Cehenneme hazırlansın”, “Kişinin Müslümanlığının güzelliğine alâmet olan şeylerden biri, onun mâlâyanîyi (boş ve lüzumsuz şeyleri) terk etmesidir” buyurdu.