"Fehîm! Ubeydullah'ı, kardeşim Sâlih'e götür"
19/07/2024 Cuma Köşe yazarı V.T
Seyyid Tâhâ hazretlerinin oğlu Ubeydullah, Seyyid Fehîm hazretlerine tâbi
olmak istiyordu. Ancak!..
Seyyid Sâlih hazretleri "Silsile-i aliyye"
adı verilen büyük âlim ve evliyâların otuz ikincisidir. Tâhâ-i Hakkârî
hazretlerinin kardeşidir. Seyyiddir. Seyyid Sâlih, küçük yaşta Kur'ân-ı kerîm
okumayı öğrendi. Çok zekîydi. Kısa zamanda Kur'ân-ı kerîmi ezberledi. Medreseye
giderek tefsîr, hadîs, fıkıh gibi zâhirî ilimlerle, zamânın fen ve edebiyât
bilgilerini öğrenerek büyük bir âlim oldu. Tasavvufta da yetişerek, kalb
ilimlerinde mârifet sâhibi olmak için, ağabeyi Seyyid Tâhâ-i Hakkârî'nin
sohbetiyle şereflendi. Senelerce ona hizmet etti. Mübârek teveccühlerine
kavuştu. Vilâyet derecelerinde çok yükseldi. Hocası, ona icâzet vererek, talebe
yetiştirmek üzere Berdersûr'a gönderdi. Seyyid Sâlih hazretleri orada
talebe yetiştirmeye başladı...
Seyyid Tâhâ-i Hakkârî hazretleri vefât edeceği zaman
ona kendisinden sonra makamlarına kimin oturacağı sorulunca; "Birâderim
Sâlih, kâmil ve olgundur. Herkesin başı onun eteği altındadır" buyurarak
Seyyid Sâlih'i yerine bıraktı. Seyyid Tâhâ hazretlerinin oğlu Ubeydullah,
babasının yerine geçen amcası Seyyid Sâlih hazretlerine talebe olmayıp diğer
halîfesi Seyyid Fehîm hazretlerine tâbi olmak istedi. Fehîm-i Arvâsî ise ona;
"Muhterem babanız, yerine Seyyid Sâlih hazretlerini tâyin ettiler. Bu
sebeple siz de, biz de onun sohbetine gidip, ona tâbi olmamız lâzımdır"
buyurdu. Buna rağmen Ubeydullah, buna îtirâz eyledi...
Bunun üzerine Fehîm-i Arvâsî; "Mübârek hocamızın
kabr-i şerîfine gidelim ve soralım. Ne buyururlarsa yapacak mısın?"
buyurdu. O da; "Yaparım" dedi. Gittiler...
Kabristana girişte ayakkabılarını çıkarıp, kabrin
yanına vardılar. Daha hiçbir şey söylemeden Tâhâ-i Hakkârî hazretlerinin;
"Fehîm! Ubeydullah'ı, kardeşim Sâlih'e götür" buyurduğunu işittiler.
Ubeydullah, babasının bu emrine uyarak, süratle amcasının huzûruna koştu.
Amcası kendisine sarıldı ve sıktı. O anda Ubeydullah'a o kadar muhabbet geçti
ki, Ubeydullah'da meydâna gelen bu muhabbet ateşinden, amcası; "Ubeydullah
bu sarılma ile kemiklerimi eritti" buyurdu. 1865 (H.1281) senesinde
Hakkâri’nin Şemdinli ilçesi Bağlar (Nehrî) köyünde vefât etti.
Seyyid Sâlih hazretlerinin
halîfelerinden Şeyh Azâil, Girit'e oradan da Brezilya'ya hicret edip orada
İslâmiyetin yayılması için çalıştı. Şeyh Azâil'in kızı, Seyyid Fehîm-i Arvâsî
hazretlerinin zevcesi ve Seyyid Reşîd Efendinin annesiydi.