“Mahşer” ne demektir?
19/08/2024 Pazartesi Köşe yazarı R.A
“Mahşer” kıyâmet gününde bütün mahlûkâtın (bütün canlıların) yeniden
dirildikten sonra hesap için toplanacakları yerdir.
Âhıretle ilgili bazı önemli terimler vardır. Bunlardan “Mahşer”, “Arasât Meydânı”, “Mevkıf”, “Sırât”, “Mîzân”, “Arş”, “Kürsî”, “Illiyyîn”, “Havz”, “Haşr” ve “Neşr” gibi terimler ne demektir? Bunları, bugünden itibâren, birkaç makâle hâlinde ele almak istiyoruz inşâallah.
“MAHŞER”: Haşr olunacak,
toplanılacak yerdir. Kıyâmet gününde bütün mahlûkâtın (bütün canlıların)
yeniden dirildikten sonra hesap için toplanacakları yerdir. “ARASÂT
MEYDÂNI” ve “MEVKIF” da denilir.
“Allahü teâlâ, Hacer-i esvedi, kıyâmette, Mahşer
meydânına getirecek, onun göreceği iki gözü, konuşacağı bir dili olacak ve
kendisine istilâm yapanlara (el sürüp, öpenlere,
selâm verenlere) hakkıyla şâhitlik yapacaktır.” (Hadîs-i
şerîf-Fethul-Bârî)
“Kıyâmet günü, bütün canlılar, mahşer yerinde
toplanacaklar, her insanın amel defterleri uçarak sâhiblerine
gelecektir. Bunları, yerleri, gökleri, zerreleri, yıldızları yaratan, sonsuz
kudret sâhibi Allahü teâlâ yapacaktır. Bunların olacağını, Allahü teâlânın
Resûlü (sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem) haber vermiştir. O'nun söyledikleri
muhakkak doğrudur. Elbette hepsi olacaktır.” (Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî)
Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyuruldu ki:
“(Yâ Muhammed sallallahü aleyhi ve sellem!) Biz
sana kevseri verdik. (Kevser sûresi: 1)
İslâm âlimleri, “kevser”den murâdın ne
olduğu, ne kastedildiği hakkında şunları bildirmektedirler:
1. İçinde bütün lezzetlerin bulunduğu ve Cennet
nehirlerinin en üstünü olan nehir. Peygamber Efendimiz, hadîs-i şerîflerinde
şöyle buyurdular: "Kevser, Cennet'te bir nehirdir. İki kenârı
altından, mecrâsı (aktığı yer) inci ve yâkûttan, toprağı
miskten hoş, suyu baldan tatlı ve kardan beyâzdır.
2. Kıyâmet günü, Sırât köprüsünden geçtikten sonra,
Peygamber Efendimizin ve ümmetinin yanına gelecekleri havz. Hadîs-i şerîfte
buyuruldu ki: "Benim havzım bir aylık mesâfedir. Suyu, sütten daha
beyâz, kokusu miskten daha hoş, bardakları gökteki yıldızlar kadardır. Ondan
içen, bir daha hiç susamaz.”
“SIRÂT KÖPRÜSÜ”: “Cennet'e geçilmek üzere, Cehennem
üzerine kurulmuş, mâhiyeti kesin bilinmeyen köprü.” Buna, yalnız “SIRÂT” da
denir.
Ehl-i sünnet âlimleri, Sırât köprüsünün hak olduğunu,
naslarla ispat etmişlerdir. Kur’ân-ı kerîmde meâlen, “Onları, Cehennem
Sırâtına [Sırât köprüsüne] götürüp hapsedin! Çünkü onlar
sorguya çekileceklerdir” buyuruluyor. (Sâffât, 23-24)
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
“Herkesten önce ben ve benim ümmetim, Sırât
köprüsünden geçeriz. Sırât üzerinden geçerken, Peygamberlerden başkası bir şey
söyleyemezler. Onlar da; 'Yâ Rabbî! Ümmetlerimize (bize
îmân edenlere) selâmet (kurtuluş) ihsân eyle (ver)' derler.” (Hadîs-i
şerîf-Tezkire)
“İyi kötü herkes [Cehennem üzerine kurulmuş Sırât’tan] geçerler.
İbrâhîm aleyhisselâma âteşin serin olduğu gibi, yalnız mümine, serin ve selâmet
olur. Cehennem, 'Müminin nûru nârımı söndürüyor' diye bağırır. Bundan
sonra Allahü teâlâ, takvâ ehlini kurtarır; zâlimleri ise, orada yüzüstü
bırakır.” [İbn-i Mâce]