"Lezzetleri yok eden ölümü çok hatırlayınız"
19/10/2023 Perşembe Köşe yazarı S.A
Ölümünü hatırlayan kişi ona
hazırlanır. Unutursa ansızın ölümle karşılaşınca neye uğradığını bilmez.
Hazırlıksız olduğu için de büyük sıkıntılarla karşılaşır.
Bütün insanların babası ve ilk Peygamber Âdem aleyhisselam
doğrudan doğruya topraktan yaratıldı. Bizler de dolaylı bir şekilde topraktan
yaratıldık... Yemek zorunda olduğumuz bütün gıdalar ya bitkilerden veya
hayvanlardandır. Her ikisi de topraktan çıkmaktadır.
Tâhâ sûresi 55. âyet-i kerimede meâlen şöyle buyurulmaktadır: "Sizi
topraktan yarattık, tekrar toprağa döneceksiniz. İkinci bir defa daha sizi
topraktan çıkaracağız."
Ölüm hepimizi yakalayacak, varacağımız yer topraktır.
Arkadaşlarımız böcekler, konuşacaklarımız Münker ve Nekir melekleri, karyolamız
mezar, devamlı duracağımız yer toprak, uğrak yerimiz kıyamet, son varacağımız
yer ise Cennet veya Cehennemdir. Böyle olunca da en çok düşünülmesi
gereken şey ölüm olmalıdır.
Bir Arap şairi şöyle demektedir: "Topraktan yaratıldım, dirildim, hareket
edebiliyorum, konuşabiliyorum, konuşulanları anlıyorum. Sonra ölü olarak tekrar
toprağa döndüm. Sanki hiç topraktan çıkmamış gibi oldum, yalnız bir fark var:
Topraktan çıkarken günahsızdım. Toprağa bir sürü günahla giriyorum."
İnsanlar, yaratıldığından beri mutluluk arıyor. Bu arayışı
kıyamete kadar da sürecektir... Mutlu insan hâlinden memnun ve
geleceğinden emin olandır. Bunun tersi de; mutsuzluk ve huzursuzluktur.
Gelecek endişesi insanları mutsuzluğa iten en önemli husustur.
Dikkat edilirse dünyada birçok huzursuzluğun temelinde bu endişeler
yatmaktadır. Ölümden korkan, ölümü, yolunda onu bekleyen ve mutlaka
yakalayıp parçalayacak bir canavar zanneden adam nasıl mutlu olur?
Emevi halifelerinden Süleyman bin Abdülmelik devrinin büyük
âlimlerinden Ebu Hâzım hazretlerine sorar: "Biz niçin ölümden korkuyoruz,
hiç ölmek istemiyoruz sebebi nedir?" O da şöyle cevap verir: "İki
sebebi var. Birincisi; siz dünyanızı mamur ettiniz, ahiretinizi harap
ettiniz hiç kimse mamur yerden şen yerden virâne yere gitmek istemez. İkincisi
ise; siz malınızı dünyada bıraktınız, harcamadınız, hayırlı işlerde
kullanmadınız, insan malından ayrılmak istemez. Allah için harcasaydınız,
ahirete göndermiş olurdunuz. Malınıza kavuşmak için ölümü severdiniz!.."
Hadis-i şerifte buyuruldu ki: "Lezzetleri yok eden ölümü çok
hatırlayınız." Ölümünü hatırlayan kişi ona
hazırlanır. Unutursa ansızın ölümle karşılaşınca neye uğradığını bilmez.
Hazırlıksız olduğu için de büyük sıkıntılarla karşılaşır.
Ölümü hatırlayan herkes kârlıdır; nimet içinde ise şımarmaz.
Kibirlenmez, sahip olduklarını emanet bilir. Hasta ve fakir olan da teselli
bulur. Nasıl olsa bu sıkıntılarım bir gün bitecek diye fazla gam çekmez...