Gasbedilen bir mal, alanın mülkü olmaz!

20/01/2024 Cumartesi Köşe yazarı V.T

Gasbedilen, yâni zulüm ile, zor ile alınan ve rüşvetle alınan mallara "Mâl-ı habîs" denir. 

Muhammed Hevârî hazretleri evliyânın büyüklerinden olup Mâliki mezhebi fıkıh âlimidir. 1350 (H.751) senesinde Fas’ta Magrâve’de doğdu. Bâce’de ilim öğrenmeye başladı. Sonra Mısır, Şam, Mekke ve Medîne’ye giderek büyük âlimlerden ilim öğrendi. Sonra Cezâyir’in Vehrân şehrine gidip talebe yetiştirdi. 1439 (H.843) senesinde orada vefât etti. Bir dersinde şunları anlattı:

 

Âkıl ve bâliğ olan Müslümanın, mülkü olan ve helâl yoldan gelmiş olan zekât malının miktârı, nisap miktârı olduktan bir sene sonra, bu mâlın belli miktârını sekiz sınıf Müslümandan bir veya birkaçına vermesine zekât denir. Verilen kimsenin Müslüman olması lâzımdır. Tam mülkü demek, kullanması mümkün ve câiz olan malı demektir. Satın alınan mal, söz kesilince mülk olur ise de, teslim alınmadan önce, kullanılması mümkün olmadığı için, tam mülk olmaz.

 

Gasbedilen, yâni zulüm ile, zor ile alınan ve sirkat edilen, yâni çalınan ve fâiz, rüşvet, kumar ile alınan ve fâsid bey ile satın alınan mallara (Mâl-ı habîs) denir. Habîs malların zekâtları verilmez. Çünkü bunlar, alanın mülkü olmaz. Sahiplerine, sahipleri ölmüş ise vârislerine, vârisleri de yoksa, fakir Müslümanlara verilmeleri lâzımdır. Habîs malları, birbirleri ile veya kendi helâl malı ile karıştırırsa, bu karışım, mülkü olur ise de, buna (Mülk-i habîs) denir. Mülk-i habîsi de, başkasına vermek ve kullanmak haramdır ve tâm mülk olmadığı için, zekâtı verilmez. Buna karışmış bulunan habîs malın mislini, misli yoksa kıymetini kendi helâl, zekât malından, sahiplerine tazmîn ettikten [ödedikten] sonra, mülk-i habîsi kullanması helâl olur ve zekât nisabına katması lâzım olur.

 

Bu borçlarını ödemek için, helâl malı yoksa, ödünç alıp öder. Borcunu ödemeden evvel mülk-i habîsi kullanmak, başkasına vermek haram ise de, satarsa, hediye ederse, alana haram olmaz. Sahipleri ve vârisleri bilinmiyorsa veya çeşidli kimselerden toplanan haram mallar birbirleri ile karıştırılıp mülk-i habîs olurlarsa, hepsinin Müslüman fakirlere sadaka verilmesi lâzım olur. Zekât farz olduktan sonra Müslüman fakire vermeyenin veya başka borcu olanın, hayrat, hasenât yapması ve sadaka vermesi sevap olmaz, günah olur.