"Nefsine düşmanlık ederek bana dost ol!"
20/03/2021 Cumartesi Köşe yazarı A.D
Cenâb-ı Hak nefsi
yarattığı zaman sorar: "Sen kimsin, ben kimim?" Nefs "Ene
ene, ente ente=Ben benim, sen sensin" der!..
"Nefs" kelimesi,
yirmiyi aşkın anlamda kullanılmaktadır. Ruh, can, kan, benlik, iç, kalb,
büyüklük, yücelik, irade gibi. Fakat daha çok iki anlamı vardır:
Birincisi, bir şeyin özü, kendisi, kişi. Mesela, Kur'ân-ı kerimde, (Her nefs, ölümü tadıcıdır) buyuruluyor.
İkincisi, dine uymayan isteklerin kaynağı olarak kullanılır. Buna "nefs-i
emmare" de denir. Bu nefs, Allahü teâlânın düşmanıdır.
***
Cenâb-ı Hak nefsi yarattığı
zaman "Sen
kimsin, ben kimim?" buyurunca, "Ene ene, ente
ente=Ben benim, sen sensin" demiş...
Ateşe atılmış, bin yıl orada
kalmış, çıkınca cevabı yine aynı... Soğuk Cehenneme atılmış, bin yıl da orada
kalmış, çıkınca cevabı yine aynı... Bin yıl aç bırakılınca, sonunda kerhen de
olsa "Sen benim Rabbimsin, ben senin aciz bir
yaratığınım" demiş...
Evet, işte bu tehlikeli ve Allahü
teâlâya düşman olan mahluk içimizde! Dine inanmaz, gıdası haramlardır.
Günah işlemek çok tatlı gelir. Bütün bidatler, günahlar, Allahü teâlânın
düşmanı olan nefsi besler, kuvvetlendirir. Allahü teâlâ onu öyle
yaratmıştır...
İnsanların çektikleri
sıkıntıların sebebi nefsi tanımamaları, bunun isteklerini kendi isteği
zannetmeleridir... Bu bakımdan nefsi iyi tanımak, hilelerini bilmek gerekir.
Bir hadis-i şerifte mealen buyuruldu ki: (Nefsini tanıyan Rabbini tanır.) [Deylemi]
Haramların hepsi, dünya malına,
mevkisine, zevklerine düşkün olmak, nefsi besler, kuvvetlendirir. Nefs
kuvvetlenince, bütün iyiliklerin, güzel ahlakın ve medeniyetin kaynağı olan
İslamiyet'e saldırır. Din ile, iman ile, Allahü teâlânın emirleri ile alay
eder. Çünkü nefsimiz Allah’ın düşmanıdır.
Cenâb-ı Hak buyurdu ki: (Nefsine
düşmanlık ederek bana dost ol!)
***
Peki, nefsin azgınlık
yapmaması için ne yapmamız gerekir?
Nefsin İslâmiyetin dışına,
çıkmasını, taşmasını önlemek için, onunla iki çeşit mücadele yolu; cihat
vardır:
Birincisi, ona uymamak, onun
arzularını yapmamaktır. Buna, "riyâzet ekmek" denir. Riyâzet, vera ve
takva ile olur. Takva, haramlardan sakınmaktır. Vera, haramlardan ve
mubahları ihtiyaçtan fazla kullanmaktan da sakınmaktır...
Cihadın ikincisi, nefsin
istemediği şeyleri yapmaktır. Buna "mücâhede" denir. Bütün
ibadetler mücâhededir...
Bu iki cihat, nefsi terbiye eder. İnsanı olgunlaştırır, ruhları kuvvetlendirir. Sıddıkların, şehitlerin ve salihlerin yoluna kavuşturur. Allahü teâlâ kullarının ibadetlerine muhtaç değildir. Kullarının günah işlemesi Ona hiç zarar vermez. Kullarının nefslerini terbiye etmek, nefsle cihat etmek için bunları emretmiştir...