Tilavet secdesini yapmak vaciptir
20/05/2020 Çarşamba Köşe yazarı O.Ü
Namaz kılması farz olanların, secde âyetini işitince, secde yapmaları vacip
olur.
Sual: Kur’ân-ı kerimdeki secde âyetleri okunduğu zaman, tilavet secdesini,
okuyan mı, dinleyenler mi, kısaca kimler yapmalıdır?
Cevap: Namaz kılması farz olanların, secde âyetini işitince, secde yapmaları
vacip olur. Secde âyetini işiten cünübün ve sarhoşun da, abdest aldıkları zaman
secde etmeleri lazımdır. Uyuyan ve bayılmış veya deli okuyunca, işitenlerin
secde etmesi vacip olur denildi. Fakat, bunların ve kuşun okuması ile secde
edilmemesi doğrudur. Çünkü bunların okuması, hakiki, doğru okumak değildir.
Hakiki okumak demek, Kur’ân-ı kerimi okumakta olduğunu anlayarak okumaktır.
Çocuk, yaptığını anlayacak yaşta ise, okuması ile, işitenlerin secde etmesi
lazım olur. Daha küçük yaşta ise lazım olmaz. Dağlardan, çöllerden ve başka
yerlerden yansıyıp geri gelen sedayı işitenlerin ve kuştan işitenlerin secde
etmesi vacip olmaz. Dürr-ül-müntekâda; “İnsan sesi olması lazımdır” deniyor.
Radyodan işitilen sesin, insan sesi olmadığı, hafızın sesine benzeyen, cansız
alet sesi olduğu bildirilmiştir. Bunun için, El-fıkh-u alel-mezâhib-il erbe'ada
da diyor ki:
“Fonografda, gramofonda, teyipte ve radyoda okunan secde âyeti işitenin,
tilavet secdesi yapması vacip olmaz.”
Secde âyeti hece hece okununca ve yazılınca da secde yapılmaz.
Gayrimüslimin okuduğunu işiten Müslümanların secde etmesi vacip olur.
***
Sual: Şafii mezhebindeki Müslümanlar, zekât verirken Hanefi mezhebine
uyarak vermektedirler. Bunun sebebi nedir?
Cevap: Şafii mezhebine göre, zekât vermek için, zekâtın, Tövbe suresi,
altmışıncı âyetinde bildirilen sekiz sınıf insanın her sınıfına verilmesi
lazımdır. Bunlardan, gönlünü alması lazım gelen kâfir sınıfı, zekât
toplayan memur sınıfı ve kölelikten kurtarılacak borçlu sınıfı bugün yoktur.
Bunları bulup zekât vermek imkânsız olmuştur. Bunun için, Şafii âlimleri,
Hanefi mezhebine göre zekât verilmesine fetva vermiştir. Çünkü Hanefi
mezhebinde, bu sınıflardan herhangi birine vermekle, zekât verilmiş olmaktadır.
***
Sual: Din bilgileri için, fıkıh kitabı mı, tefsir kitabı mı okumalıdır?
Cevap: Fıkıh kitapları varken, din bilgilerini tefsirlerden öğrenmeye kalkışmak, nafile ibadet olur. Farz-ı ayın olan fıkıh kitaplarını okumayı bırakıp, nafile olan tefsir okumak, caiz değildir.