Bu dünya fânidir ancak ebedi nimeti kazandırır
20/06/2019 Perşembe Köşe yazarı S.A
Dünyaya gelmeden Cennete girmek insanlar için mümkün
değildir. Dünyadaki nimetler geçicidir, fânidir. Fakat ebedi nimetleri
kazandırır. Onun için de çok kıymetlidir.
Dünya imtihan yeridir. Buraya onun için geldik. Bundan dolayıdır ki;
dünyanın kendisi de içindeki nimetleri de, bir taraftan iyi olsa bile diğer
taraftan kötüdür. Kullanmaya bağlıdır.
İnsanlar, çok uzun ömürlü olmak isterler, bunun için çaba sarf eder, dua
ederler. Hayat şartları ne kadar sıkıntılı da olsa hepimiz yaşamaktan memnunuz.
Dinimiz de uzun ömürlü olmayı nimet kabul ediyor. Hadis-i şerifte
buyuruluyor ki: "İnsanların en hayırlısı ömrü uzun, ameli salih
olandır!"
Güzel yaşanmaz ise, uzun ömür felâkettir! O da Hadis-i şerifte şöyle
açıklanmıştır: "İnsanların en kötüsü ömrü uzun ameli kötü
olandır!" Kötü hayat yaşayan kişi hayatta kaldıkça günâhlarını
artırır. Başta kendisine, akrabalarına ve milletine zarar verir. Böylelerinin
kısa ömürlü olmaları her bakımdan daha iyidir.
Dünyanın kendisi de bir bakıma kötüdür. İçindekilerini aldatmış, ahiretini
unutturmuş, cehenneme giden bir yol haline getirmişse felâkettir.
Dünyanın güzel tarafları da çoktur. Peygamberlerin namaz kıldıkları, ibadet
ettikleri yerdir. Meleklerin ziyaret ettikleri mekânlardır... Rabbimizi
burada tanıyor, O'na yalvarmanın tadını burada alıyoruz...
Hazreti Ali radıyallâhü anh buyuruyor ki: "Çocuk iken ölüp,
cennetin en yüksek makamlarına çıkmayı istemem. O zaman Rabbimi tanımamış
olurdum!"
Mekhuli Dımışki de, bir arkadaşına soruyor: "Cenneti seviyor
musun?" O da "Kim sevmez ki?" diye
cevap verince "Öyle ise ölümü de sevmelisin, çünkü ölmeden cennete
girilmez. Cennetin yolu ölümden geçer" buyuruyor...
Cennetin yolu dünyadan geçer. Dünyaya gelmeden Cennete girmek insanlar için
mümkün değildir.
Dünyadaki nimetler geçicidir, fânidir. Fakat ebedi nimetleri kazandırır.
Onun için de çok kıymetlidir.
Bütün dünyaya hâkim olanlardan biri de Süleyman aleyhisselamdır. Hiç
kimseye nasip olmayan saltanat ona verilmişti. İnsanlar, cinler, hayvanlar,
rüzgâr hep onun emrinde idi. Bir gün bir yerden gelirken insanlar sağ tarafında
ona refakat ediyor, cinler sol tarafında... Güneşten rahatsız olmasın diye
kuşlar kanat germişler, öylece yol alırken bir adama rastlarlar. Adam ona der
ki:
-Ey Davud'un oğlu! Cenabı Hak sana ne büyük saltanat ihsan etmiş, hiç
kimseye vermediğini sana vermiş.
Süleyman aleyhisselam şöyle cevap verir:
-Bize verilen bu saltanat bir 'sübhanallâh' demek kadar kıymetli değildir.
Çünkü bu saltanat geçicidir. 'Sübhanallâh' demek ise kalıcıdır. Hiç geçici ve
fani olan şeylerle, ebedî ve kalıcı şeyler mukayese edilebilir mi?..
Geçici şeylerde saadet ve huzur aradığımız için bir türlü mes'ut
olamıyoruz.
Allahü teala encamımızı hayreyleye...