Uşur vermek farzdır
20/10/2019 Pazar Köşe yazarı O.Ü
Uşur vermek, Kur’ân-ı kerimde, En'âm suresinin 141. âyetinde emredilmiştir.
Sual: Uşur ne demektir, nelerden verilir ve ne ölçüde verilir?
Cevap: Topraktan alınan mahsulün zekâtına uşur denir. Borcu olanın da uşur vermesi
lazımdır. Uşur vermek, Kur’ân-ı kerimde, En'âm suresinin 141. âyetinde
emredilmiş, onda birinin verilmesi de hadis-i şerifte bildirilmiştir.
İmâm-ı A'zam hazretleri buyuruyor ki:
“Her sebze ve meyve, az olsun, çok olsun, mahsul topraktan alındığı zaman,
onda birini veya kıymeti kadar altın veya gümüşü, Müslüman fakirlere vermek
farzdır.”
Hayvan gücü ile veya dolap, motor ile sulanan yerdeki mahsul elde edilince,
yirmide biri verilir.
Ne kadar olursa olsun, ev bahçesindeki meyve ve sebzeler için ve odun ve ot
ve saman için uşur verilmez.
Balın masraf yapılsa dahi, pamuğun, çayın, tütünün, dağdaki ağaç
meyvelerinin, zeytinlerin, üzümlerin onda biri, uşur olarak verilir.
Zift, petrol ve tuz için uşur yoktur. Uşru verilmeyen mahsulü yemek
haramdır. Yedikten sonra da, vermek lazımdır.
İbni Âbidînde buyuruluyor ki:
“Meyvenin ve ekinin uşru, İmâm-ı A'zama ve İmâm-ı Züfer'e göre, bitki
üzerinde meydana geldikleri ve çürümekten emin oldukları zaman farz olur.
Toplanacak hâle gelmese de, faydalanacak, yenecek hâle gelince uşrunu vermek
farz olur. İmâm-ı Ebû Yusuf'a göre olgunlaşınca, toplamadan önce farz olur.
İmâm-ı Muhammed'e göre ise, hasattan sonra, yani hepsini toplayınca farz olur.
Hasattan önce, yerinden koparıp yemesi veya başkasına yedirmesi caizdir. Fakat,
İmâm-ı A'zama göre, bunun uşrunu da sonra verir. İki imâma göre, bunun uşrunu
vermesi lazım olmaz. Fakat, mahsulün beş vesk olması için, bu da hesaba
katılır. Olgunlaşdıktan sonra koparmış ise, İmâm-ı Muhammed'e göre, yine uşrunu
vermek lazım olmaz. Hepsini topladıktan sonra telef olanın ve çalınanın uşrunu
vermek lazım olmaz.”
İmâm-ı Ebu Yusuf ile İmâm-ı Muhammed'e göre, topraktan çıkan mahsulün, bir
sene dayanıklı, miktarının beş veskten çok olması lazımdır. Vesk, bir deve yükü
demek olup, altmış sâ' alan bir hacim ölçeğidir. Altmış sâ', ikiyüzelli
litre olur. Buna göre, iki imâm, uşur için binikiyüzelli litre nisab olduğunu
bildirmektedir. Fakat fetva İmâm-ı A'zamın ictihadına göre verilmiştir.
Fakirler, uşurlarını iki imâma göre hesap ederek, zenginler, İmâm-ı A'zama
göre vermelidir.