"Dur, kesme sakın!.."
20/11/2019 Çarşamba Köşe yazarı A.U
(Dünden devam)
Abdülmuttalip tam bıçağı oğlu Abdullah'ın boynuna çalıyordu ki Kureyş'ten
biri geldi.
Ve kendisine;
"Dur, kesme sakın! Böyle yaparsan âdet olur, herkes oğlunu adak edip
keserler" dedi.
O da "Pekâlâ" dedi.
Oğlunu kesmedi.
Ve güngörmüş bir âlime gidip, yaptığı adağı ve gördüğü rüyâları arz etti.
Âlim sordu:
"Sizde bir insan diyeti ne kadardır?"
"On devedir.”
"Öyleyse, (on deve) ile (oğlun) arasında kura çek. Kura oğluna
çıkarsa, on deve ilâve edip bir daha çek. Kura develere çıkana kadar buna devam
et" dedi.
Bu fikir hoşuna gitmişti.
Dediği gibi yaptı.
Onuncu kura develere çıkınca, (yüz deve)yi kurbân edip, etlerini fakîrlere
dağıttı.
● ● ●
Peygamber Efendimiz on iki yaşlarındayken Ebû Tâlip'le sefere çıkmışlardı.
Bir müddet gittiler.
Busrâ'da mola verdiler.
Burada Bahîrâ adında bir râhip vardı ki gökten inen kitaplardan âhir zaman
peygamberinin alâmetlerini ve bir gün buradan geçeceğini okumuştu.
Ve teşrîfini bekliyordu.
Nihâyet bir gün geldi.
Ve bir kervanın geldiğini gördü.
Merakla baktı.
Evet bu, beklediği kervandı!
Çünkü kervanın üzerinden bir (bulut) geliyor, taşlar kervandaki birine
selâm veriyor ve ağaçlar aynı kimseye doğru saygıyla eğiliyordu.
Evet bu, O idi!
Âhir zaman Nebîsi geliyordu...