Meyvenin ve ekinin uşru
20/11/2021 Cumartesi Köşe yazarı O.Ü
Zenginler uşurlarını,
İmâm-ı a'zam hazretlerine göre vermelidir.
Sual: Toprak
mahsullerinin zekâtını verirken, bunları topladıktan sonra mı vermeli yoksa
toplamadan olgunlaşınca da verilebilr mi?
Cevap: Bu konuda İbni
Âbidînde buyuruluyor ki:
“Meyvenin ve ekinin
uşru, İmâm-ı a'zama ve İmâm-ı Züfer'e göre, bitki üzerinde meydana geldikleri
ve çürümekten emin oldukları zaman farz olur. Toplanacak hâle gelmese de,
faydalanılacak, yenecek hâle gelince uşrunu vermek farz olur. İmâm-ı Ebu
Yusuf'a göre olgunlaşınca, toplamadan önce farz olur. İmâm-ı Muhammed'e göre
ise, hasattan sonra, yani hepsini toplayınca farz olur. Hasattan önce, yerinden
koparıp yemesi veya başkasına yedirmesi caizdir. Fakat, İmâm-ı a'zama göre,
bunun uşrunu da sonra verir. İki imâma göre, bunun uşrunu vermesi lazım olmaz.
Fakat, mahsulün beş vesk olması için, bu da hesaba katılır. Olgunlaştıktan
sonra koparmış ise, İmâm-ı Muhammed'e göre, yine uşrunu vermek lazım olmaz.
Hepsini topladıktan sonra telef olanın ve çalınanın uşrunu vermek lazım olmaz.”
Fakir olanlar,
uşurlarını iki imâma yani İmâm-ı Ebu Yusuf ve İmâm-ı Züfer hazretlerine göre
hesap edip verir. Zenginler ise, İmâm-ı a'zam hazretlerine göre vermelidir.
Sual: Selamlaşırken
birbirine karşı eğilmek ve kucaklaşmak dinen uygun olur mu?
Cevap: Konu ile alakalı
olarak Berîkada deniyor ki:
“Selam verirken ve selam
alırken eğilmek günahtır. Hadis-i şerifte; (Karşılaştığınız zaman,
birbirinize eğilmeyiniz, kucaklaşmayınız!) buyuruldu. Allahü teâlâdan
başkası için rüku ve secde yapmak haramdır.” İbni Nüceym Zeyneddîn Mısrî
hazretleri Segâir ve Kebâir kitabında; “El ile selam vermek günahtır”
buyuruyor. İsmail Sivâsî hazretleri, bunu açıklarken;
“Çünkü, el ile selam
vermek, kâfirlerin âdetidir” buyurmaktadır.
Sual: Hazret-i Ebu
Bekir'e niçin 'Atik' ve 'Sıddîk' denmektedir ve bunların anlamı nedir?
Cevap: Hazret-i Ebu
Bekr'in lakaplarında biri, Atîk'tir. Bunun sebebi, Resulullah efendimiz,
hazret-i Ebu Bekr'in yüzlerine bakarak;
(Bu, Cehennem ateşinden atîktir) buyurmuşlardır. Yani, Allahü teâlânın narından, ateşinden azatlı kuludur, demektir. Hazret-i Ebu Bekir, bundan sonra, bu lakab ile şöhret bulmuştur. Bir lakabı da Sıddîk'tır. Sıddîk, çok fazla inançlı demektir. Resullullah efendimizi tasdik ettiği için, bu isim verilmiştir.