"Dört mezhebe göre hüküm bildiriyorum"
20/11/2021 Cumartesi Köşe yazarı V.T
Ebû Hayyân birçok
âlimden icâzet aldı. Çok eser yazdı. “El-Bahr-ül-Muhît” tefsîr kitabı meşhurdur...
Ebû
Hayyân hazretleri tefsir, kırâat, hadîs ve nahiv âlimlerindendir. İsmi,
Muhammed bin Yûsuf’tur. 654 (m. 1256) senesi Endülüs'te (İspanya) Gırnata
(Granada) sehri yakınlarında Matahşâraş (Meta Jeres) denilen yerde doğdu. 745
(m. 1344) senesinde Kâhire’de vefât etti. Gırnata’da kırâat, nahiv ve
lügat ilimlerini okudu. İlim öğrenmek için Mâleka (Malaga), Meriye
(Marea), Tunus, İskenderiyye, Mekke ve daha başka yerlere gitti. Birçok
âlim ona icâzet verdi. Birçok eser yazdı. “El-Bahr-ül-Muhît” tefsîr
kitabının mukaddimesinde şöyle anlatır:
“Bu kitabımdaki
tertîbim şöyledir, önce lügate ihtiyâç olan yerlerde, tefsîr ettiğim
âyet-i kerîmenin kelimelerinden söze başlıyorum. Sonra, o lafza âit nahiv
ilmine dâir hükümleri bildiriyorum. Eğer bir kelimenin iki veya daha fazla
manası varsa, o kelimenin ilk geçtiği yerde bu manaları zikrediyorum. Böylece,
daha sonra bu kelime tekrar geçtiğinde, orada daha önce geçen münâsip
manalardan birisi verilip, sonra âyet-i kerîmenin tefsîrine başlıyorum. Eğer
varsa, âyet-i kerîmenin nüzûl sebebini, nesih durumunu, önceki âyet-i kerîme
ile olan alâkasını ve âyet-i kerîme hakkındaki kırâatleri, âyet-i kerîmenin
Arabca ilmi bakımından durumuna, Selef-i sâlihîn ve halef (sonra gelen
âlimlerin) buyurduklarını zikrediyorum. Kısaca, o âyet-i kerîme hakkında
söylenmesi gereken ne varsa söylüyorum. Orada geçen meşhûr kelimeleri asla
ihmâl etmiyorum. Onda i’râb bakımından kapalı husûsları açıklıyor, beyân ve
bedî’ ilimleri yönünden de açıklamalarda bulunuyorum.
Daha önce bahsettiğim bir kelime, bir cümle ve tefsîr ettiğim bir âyet-i kerîme hakkındaki açıklamayı tekrarlıyorum. Bazen de, böyle yerlerde o kelime cümle veya âyet-i kerîmenin açıklamasının geçtiği yere havale ediyorum. Şayet tekrar edersem, bu, daha fazla bilgi ve fayda içindir. Kur’ân-ı kerîmin lafzına teallûk eden dînî hükümlerde, dört mezhebe göre hükümleri bildiriyorum. Delîlleri için fıkıh kitaplarına havale ediyorum. Aynı şekilde nahiv ilmi ile ilgili hükümlerin delîlleri ve geniş malûmât için de, nahiv kitaplarına müracaat edilmesini tavsiye ediyorum. Fakat, bazen bir hüküm, garîb veya ekseriyetin bildirdiği meşhûr hükme muhalif bir hüküm olduğunda, o hükmün delîllerini bildiriyorum. Âyet-i kerîmelerin i’rabını yaparken, Kur’ân-ı kerîmin münezzeh olduğu i’rab şekillerinden uzak duruyorum."