Ev için biriktirilen paranın zekâtı
21/01/2025 Salı Köşe yazarı O.Ü
Sual: Evin ihtiyaçları için ayrılıp biriktirilen paranın da zekâtı verilir mi?
Cevap: İhtiyaç eşyasını
almak için ve cenaze masrafının yapılması için ayrılan para nisab hesabına
katılır. Yalnız bu parası bulunan kimse, nisab miktarı olduğu günden bir sene
sonra, yine nisab miktarından az olmazsa, elinde kalan bu paranın zekâtını verir.
Çünkü, zekât, fıtra ve kurban için, ihtiyaç eşyasına malik olmak şart değildir.
Bu eşyadan elde bulunanı nisaba katılmaz.
Sual: Ergenlik çağına girmiş olan kız ve erkek
çocukların, eğer malları varsa zekât vermeleri gerekir mi?
Cevap: Hanefi mezhebinin
âlimleri; “Mükellef, yani akıl, baliğ ve hür olan Müslüman erkek ve
kadının, şartları bulununca, zekât vermeleri farzdır” dediler.
Sual: Zekât malı mutlaka fakire teslim edilmeli midir?
Cevap: Zekât vermek,
malı Müslüman fakire temlik etmekle olur. Yani, malı fakirin eline vermek
lazımdır. Îzâh kitabında; “Çocuğa, deliye verilecek zekât, babasına veya velisi
olan akrabasına veya vasîsine verilir” denmektedir.
Sual: Farzları, sünnetleri beğenmemek imanı giderir
mi?
Cevap: Farzları,
sünnetleri, beğenmemek, küfür olur, imanı giderir.
Sual: Namazda olan birine, biraz sağa git dense, o da,
denileni yapsa, namazı bozulur mu?
Cevap: Namaz kılan bir
kimse, başkasının sözü ile yerini değiştirse veya yanına gelene, onun sözü ile
yer açsa, namazı bozulur. Fakat, biraz sonra, kendiliğinden hareket ederse
namazı bozulmaz.
Sual: Kiraya verilen ev, araba gibi şeyler oluyor,
bunlar zarar gördüğü zaman, bu zararı kiracı mı yoksa mal sahibi mi öder?
Cevap: Kiraya verilen
mal, kiracıya teslim edilince emanet olup, kiracının elinde kasıtsız telef
olunca, zarara uğrayınca, bu zararı ödemez. Kiraya verilen malı, âdet haricinde
kullanmak kasıt sayılır. Eğer kiracı kasıtlı zarar vermişse, meydana gelen
zararı öder.
Sual: Hasta olan bir kimse, sağlamken kazaya kalan
namazlarını, teyemmüm yaparak, oturduğu yerde veya ima ile kaza edebilir mi?
Cevap: Bir kimse, sağlamken kılmadığı namazları, hasta
iken teyemmüm ederek ve ima ile kaza etmesi caizdir. İyi olursa, tekrar kılması
lazım olmaz. Kaza kıldığını başkasına bildirmemelidir. Çünkü namazı vaktinde
kılmamak günahtır. Günahı ise, gizlemek lazımdır.