Günah işleyene kızmak mı gerek?
21/03/2022 Pazartesi Köşe yazarı O.Ü
Hadis-i
şerifte buyuruldu ki: ''Allahü teâlâ, her zaman yumuşak
söylemeyi sever.''
Sual: Bazı kimseler,
haram, günah işleyeni görünce hemen öfkeleniyorlar. Günah işleyenlere karşı
böyle öfkelenmek mi gerekir?
Cevap: Haram işleyeni
görünce, gadaba gelmek, öfkelenmek iyidir, din gayretinden ileri gelir.
Fakat, kızınca, öfkelenince aklın ve İslamiyetin dışına taşmamak lazımdır.
Günah işleyene, kâfir, münafık gibi çirkin şeyler söylemek, haram olur. Haram
işleyeni görenin, buna cahil demesine izin verilmiş ise de, yumuşak, tatlı
söyleyerek nasihat vermek, iyi olur. Zira hadis-i şerifte; (Allahü
teâlâ, her zaman yumuşak söylemeyi sever) buyuruldu.
Sual: Günah işleyen
veya günah işleyecek kimseye, herkesin içinde, sert bir şekilde o günahtan
vazgeçmesini söylemek, dinimizce uygun mudur?
Cevap: Haram, günah
işleyecek kimseye gizlice nasihat edilir. Haram işlemekde olana, tatlılıkla
orada söylenir. Herkese önce gizli, tenhada nasihat vermek, daha tesirli olur.
Emr-i ma'rûf yapmanın üç şartı vardır:
Birincisi, Allahü
teâlânın emrini ve yasağını bildirmeye niyet etmektir.
İkincisi, söylediğinin
vesikasını, kaynağını bilmektir.
Üçüncüsü, hasıl olacak
sıkıntılara sabretmektir. Yumuşak söylemek, sertlik yapmamak lazımdır. Sert
söyleyen ve münakaşa eden fitne çıkmasına sebep olur.
Sual: Bazı kimseler,
üstü kapalı konuşuyor, anlattıkları anlaşılmıyor, karşı tarafa sıkıntı
veriyorlar. Böyle üstü kapalı konuşmak uygun mudur?
Cevap: Birinin sözünü
yanlış anlamak, o kimsenin öfkelenmesine sebep olabilir. Böyle zamanlarda az ve
açık söylemek, şüpheli kelimeler kullanmamak lazımdır. Zira bir şeyi kapalı
anlatmak, dinleyene sıkıntı verir ve onu incitir. Başkasına sıkıntı vermek, onu
incitmek, üzüntüye sokmak ise kul haklarındandır.
Sual: Kendisine, bir
konuda danışılan kimsenin, güvenilir olması, söylenenleri başkasına anlatmaması
gerekmez mi?
Cevap: Mümin, herkesin malını, canını emniyet ettiği kimsedir. Emanet ve hıyanet, malda olduğu gibi, sözde de olur. Hadis-i şerifte; (Meşveret edilen kimse emindir) buyuruldu. Yani onun doğruyu söyleyeceğine ve sorulanı başkalarından gizleyeceğine emanet olunur, güvenilir. Onun, doğru söylemesi vaciptir. İnsan, malını, emniyet ettiği kimseye bıraktığı gibi, doğru söyleyeceğine emin olduğu kimse ile istişare eder, danışır.