Kabir zindanına girmeden!..
21/03/2025 Cuma Köşe yazarı A.U
Ebû Hâlid anlatıyor:
“Evimiz, Hazret-i Dâvud'un “rahmetullahi
aleyh” eviyle karşı karşıyaydı. Ben, gecenin hangi saatinde uyansam, Dâvud-i
Tâî hazretlerinin ışıklarını yanar vaziyette görürdüm.
Geceleri uyumazdı.
Ya duâ ederdi.
Ya da ağlardı!
Ben her gece onun duâ ve ağlama seslerini işitirdim!”
● ● ●
Bir kişi anlatıyor:
Bir gece rüyâmda Dâvud-i Tâî hazretlerini gördüm. Bana
bakıp “Şu anda dünyâ zindanından kurtuldum” dedi.
Sabah oldu.
Evine gittim.
Vefât etmiş olduğunu gördüm.
Haberi duyan koştu. Cenâzesini taşımakla şereflenmek
için binlerce insan toplandı kabri başında.
İbni Semmak;
“Ey Dâvud! Kabir zindanına girmeden, kendini dünyâda
hapsettin. Hesap günü gelmeden, kendini hesâba çektin. Bugün de Allahü teâlânın
rahmetine ve cennetine kavuştun!” dedi.
● ● ●
Bu zât bir sohbette "Eti konuşturan, yağı
gördüren, kemiğe işittiren Allahü teâlâyı tesbîh ederim" buyurdu.
Anlayamadılar?!.
Ve îzah istediler.
Cevâbında;
"Burada et'ten
maksat (dil), yağ'dan maksat (göz), kemik'ten maksat da (kulak) idi" buyurdu.
