''Eshâbımın hiçbirine dil uzatmayınız!..''
21/06/2021 Pazartesi Köşe yazarı V.T
''Eshâb-ı kirâm, Peygamberlerden sonra ve meleklerden sonra mahlûkların en
üstünüdür.''
Seyyid Emîr Alî Melîhâbâdî hazretleri tefsir ve hadis âlimidir.
Hindistan’da Eved şehrine bağlı Melîhâbâd kasabasında doğdu. Delhi’de Seyyid
Nezîr Hüseyin’in derslerine katıldı, Kalküta’da Medrese-i Âliye’de
başmüderrislik görevine tayin edildi. Nedvetü’l-ulemâ’nın rektörü Abdülhay Hasenî
tarafından Nedvetü’l-ulemâ’ya davet edildi. 1858 (m. 1919)’da vefat etti.
Buyurdu ki:
Eshâb-ı kirâm, Peygamberlerden sonra ve meleklerden sonra mahlûkların en
efdali, en üstünüdür. Resûlullah efendimizi (sallallahü aleyhi ve sellem) bir
kere gören bir Müslüman, görmeyenlerin hepsinden, kat kat daha yüksektir.
Eshâb-ı kirâmın üstünlüklerini bildiren âyet-i kerime ve hadis-i şerifler pek
çoktur. Bunlardan birkaçı şöyledir:
(Eshâbımın hiçbirine dil uzatmayınız. Onların şânlarına yakışmıyan bir şey
söylemeyiniz! Nefsim elinde olan Allahü teâlâya yemin ederim ki, sizin biriniz
Uhud dağı kadar altın sadaka verse, eshâbımdan birinin bir müd arpası kadar
sevap alamaz.)
(Eshâbımın her biri gökteki yıldızlar gibidir. Hangisine uyarsanız, Allahü
teâlânın sevgisine kavuşursunuz.)
(Eshâbıma dil uzatmakta Allahü teâlâdan korkunuz! Benden sonra onları kötü
niyetlerinize hedef tutmayınız! Nefsinize uyup, kin bağlamayınız! Onları
sevenler, beni sevdikleri için severler. Onları sevmeyenler, beni sevmedikleri
için sevmezler. Onlara el ile, dil ile eziyet edenler, gücendirenler, Allahü
teâlâya eziyet etmiş olurlar ki, bunun da muâhezesi, ibret cezâsı gecikmez,
verilir.)
(Zamanlar, asırlar ahâlîsinin en hayırlısı, en iyisi, benim asrımın
ahâlîsidir. [Yâni Sahâbe-i kiramın hepsidir.] Ondan sonra ikinci asrın, ondan
sonra üçüncü asrın müminleridir.)
(Beni gören veya beni görenleri gören bir Müslümanı Cehennem ateşi yakmaz.)
(Allahü teâlâ, beni insanların en asîlzâdesi olan Kureyş kabîlesinden seçti ve bana insanlar arasından en iyileri arkadaş, sahip olarak ayırdı. Bunlardan birkaçını bana vezîrler olarak ve dîn-i islâmı, insanlara bildirmekte, yardımcı olarak seçti. Bunlardan bazılarını da Eshâr olarak, yâni zevce tarafından akrabâ olarak ayırdı. Bunları seb edenlere, iftirâ edenlere, sövenlere Allahü teâlânın ve bütün meleklerin ve insanların lâneti olsun! Allahü teâlâ, kıyâmet günü, bunların farzlarını ve sünnetlerini kabûl etmez.)