Kerâmet ile sihir arasındaki fark!..
21/07/2019 Pazar Köşe yazarı V.T
Sihir ancak kâfirler, zındıklar ve fâsıklarda görülür. Kerâmet, onların
hiçbirinden zuhur etmez.
Ebû Muhammed El-Hâşimî hazretleri hadîs ve fıkıh âlimlerindendir. 228 (m.
843)’de Bağdâd’da doğdu. 318 (m. 930) senesinde Kûfe’de vefât etti. Bir
dersinde buyurdu ki:
Allahü teâlânın yardımı ile derim ki, evliyâda kerâmetlerin zuhuru, meydana
gelmesi, aklen caiz ve naklen vâkidir. Aklen caiz olması: Allahü teâlâ her şeye
kadirdir, kerâmetler de, mucizeler kabilinden mümkün olan şeylerdir. Ehl-i
sünnet ve cemaat âlimleri böyle der ve eserleri de böyle söyler. Bu, şarkta,
garbda, Arab diyârı olsun, Acem diyârı olsun, her tarafta böyledir. Zarûret
hâlinde velînin kerâmet göstermesi şöyle olur: Birisi, evliyâdan bir zâta; “Ya
bana harikulade bir şey gösterirsin veya seni öldürürüm” demesi üzerine, o da
ona bazı harikulade hâller gösterdi ve yakınlarında bulunan deveye nazar
edince, deve altın oldu. Boş testiyi alıp havaya atınca, testi kırılmadan ve su
dolu olarak düştü. Sultanlardan birisi, evliyâdan bir zâtı imtihan etmek
istemişti. İki çeşit et yemeği hazırlattı. Birisi dîne uygun olarak kesilmiş
etten, diğeri ise leş eti idi. Her birini bir kaba koydurdu ve hazırlanan
sofraya getirtti. O zâtı ve talebelerini davet etti. Hepsi hazır olunca, sultan
onlara etlerden yemelerini söyledi. Bu sırada velî zât talebelerine; “Bugün ben
sizin hizmetçinizim” dedi ve iki eti birbirinden ayırdı. Dîne uygun olarak
kesilmiş etleri talebelerinin önüne, leş olanını da sultanın adamlarının önüne
koydu. Sonra; Temiz ve helâl olan, temiz olanındır” dedi.
İlmiyle âmil olan âlimlerden birisi, bir eserinde şöyle anlattı: “Birisi,
Ebû Abbâs Mürsî’yi, acaba yiyecek mi, yoksa bilip yemeyecek mi diye imtihan
etmek istedi. Onu evine davet ederek, önüne bir kap yemek koydu. Ebü’l-Hasen
Mürsî şöyle dedi: 'Yemek helâl olmadığı zaman Hâris-i Muhâsibî’nin bir damarı
hareket eder ve o yemeği yemezdi. Yemek helâl olmadığı zaman, benim elimde ise,
altmış damar hareket eder.' Bunun üzerine yemek sahibi, bu yaptığından
dolayı tövbe ve istiğfarda bulundu.”
Kerâmet ile sihir arasındaki fark: Sihir ve benzeri şeyler, bazı
şeylerin sebeplerini yaparak, o şeylerin meydana gelmelerini sağlamaktır. Bazen
da mevcut olmayan şeyi, varmış gibi göstermektir ki, zâhirde yok olduğu
hâlde vehmde ve hayâlde var görünür. Bunlar hârika değildir. Sihir ancak
kâfirler, zındıklar ve fâsıklarda görülür. Kerâmet, onların hiçbirinden zuhur
etmez. İmâm-ül-Harameyn buyurdu ki: “Bu, ulemânın icmâ’ı ile sabittir.”