Çiçeği niçin koparmamış?
21/07/2022 Perşembe Köşe yazarı A.U
Eşrefoğlu Rûmî hazretleri,
gençliğinde Hüseyin Hamevî hazretlerinin dergâhındaydı.
Bir ilkbahar günüydü.
Hocası seslendi
talebelerine:
“Benim Canlarııım!”
Çocuklar hemen
koştular.
Ve “Emredin hocam”
dediler.
Buyurdu ki:
“Her biriniz birer
demet menekşe toplayıp getirin!”
Çocuklar fırlayıp her
biri bir yöne dağıldı.
Ve demet demet
menekşeleri toplayıp yetiştirdiler hocalarına.
Yalnız biri hâriç.
O da Eşrefoğlu
Rûmî...
O, bir menekşeyle geri
döndü.
Üstelik kırıktı sapı
da.
Hocası onu görüp
buyurdu ki:
“Ey Rûmî! Sen bu yerin
yabancısı olduğun için menekşelerin yerini bulamadın herhâlde.”
O, edeple arz etti ki:
“Buldum, ama
koparamadım.”
“Neden yavrum?”
“Hangisinin yanına
gittiysem zikrediyordu.
Kıyamadım koparmaya.”
“Demek
zikrediyorlardı.”
“Evet efendim. Hem de
bana; (Beni koparıp da zikrimden ayırma!) diye
yalvarıyorlardı.”
“Peki sen ne yaptın
oğlum?”
“Zikretmeyen bir çiçek
gördüm.
Onu koparabildim
ancak” dedi.
Ve uzattı o kırık çiçeği hocasına.