İnanmak, insanın ruh sağlığını korur...
21/08/2024 Çarşamba Köşe yazarı H.Y
Yapılan psikolojik araştırmalarda, inanç sahibi olanların karakterinin,
inançsızlardan daha sağlam ve üstün olduğu tespit edilmiştir.
İslâmiyet ve sağlığımız -18-
İnsan, cismen küçük, zayıf ve aciz olmakla beraber,
pek yüksek bir ruh taşır. Sayılamayacak kadar arzuya sahiptir. Bu meyil ve
arzularını kötü olanlarından ayırıp seçen, tertemiz tutan imândır. Bu itibarla
imanın fert ve cemiyet üzerindeki tesirleri büyüktür. Yapılan psikolojik
araştırmalarda, inanç sahibi olanların karakterinin, inançsızlardan daha sağlam
ve üstün olduğu tespit edilmiştir.
Yine psikoloji uzmanları, kuvvetli inancın üzüntü,
sıkıntı ve korkuyu önlediğini tespit etmişlerdir. Bu üçü de, bedende hastalık
yapan en önemli hususlardır.
İnancın, aile bağlarını kuvvetlendirmedeki rolü de çok
büyüktür. Dünyada her gün artan boşanma ve aile ocağının terki ile milyonlarca
çocuk, anne ve babadan mahrum kalmaktadır. Bunlar zamanla toplumun başına belâ
kesilmektedir. Gayrimeşru çocuklar ise ruhî dengesizliğe çabuk
düşmektedirler...
Birçok hastalığı meydana getiren çeşitli mikroplarla
devamlı beraber olduğumuz hâlde hastalanmayız. Ruhî gerginlikler, üzüntüler,
korkular, ümitsizlik, vücut direncini üzerine alan hücrelere tesir ederler.
Kederlenen insan, çok enerji sarf eder. Beden bu enerjiyi sağlamak için kana
bol miktarda şeker verir. Pankreas yorulup şekerin yanmasına hizmet eden
insülini yeterince kana veremez olunca şeker hastalığı meydana gelir. Yine,
birtakım üzücü düşünce ve hadiselerin körüklenmesiyle fazla kan alan mide hücreleri
proteinleri sindirmek için daha fazla asit klorhidrik salgılar. Fazla
asit de ülser hasatlığına yol açar.
İman zayıflığının intiharlardaki büyük tesirini görmek
mümkündür. Sosyo-ekonomik kurumları çok iyi, tahsil ve kültür seviyeleri
yüksek, üstelik cinsiyet hususunda da serbest olan ülkelerde, intihar
hadiselerinin ve ruhî depresyonların daha fazla olduğu görülmektedir.
Yine bu kötü alışkanlıkları bıraktırmakta inancın
tesiri büyüktür. Amerika Birleşik Devletlerinde içki yasağı
konulduğu 1930’lu yıllarda milyonlar harcanmış, binlerce kişi hapse
atılmış, yüzlercesi de öldürüldüğü hâlde, içki kaldırılamamış ve insanlar ondan
vazgeçirilememiştir. Hâlbuki Kanunî Sultan Süleyman zamanında İstanbul’da
Avusturya büyükelçisi olan Bec, hatıralarında, dört yıl içinde
İstanbul’da dört tane bile öldürme olayının olmadığını, Türklerin cemiyet
yapılarının çok sağlam olduğunu yazmaktadır. Tabii ki, bunun da sebebi sağlam
bir imandır...
Nice insanlar vardır ki, medeniyetin
bütün lüks ve konforu, ellerindeki servet ve imkânları onları mesut
edememiştir. İnançsızlıkları yüzünden alkol, esrar ve morfin gibi şeylerde
ferahlık arayarak çeşitli buhranlara düşmüşlerdir.