“Kur’ân’ı açık açık, tane tane oku!..”
21/09/2022 Çarşamba Köşe yazarı V.T
“Kur’ân-ı kerîmi harf harf, ağır ağır kırâat et, her harfi kendisinden sonra gelen harften temyiz et!”
Ebü’l-Kâsım Dehhâk
hazretleri Tabiînin büyüklerindendir. Belh şehrinde yaşadı. 105 (m. 723)
senesinde aynı yerde vefât etmiştir. Eshâb-ı kiramdan Abdullah İbn-i Abbâs
(radıyallahü anh) hazretlerinin sohbetiyle yetişti. Ondan tefsîr, hadîs gibi
birçok ilimleri öğrendi. Çok hadîs-i şerîf rivâyet etti. Ayrıca Abdullah
İbn-i Ömer, Abdullah İbn-i Abbâs, Ebû Hureyre ve Enes bin Mâlik hazretlerinden
(radıyallahü anhüm) hadîs-i şerîf rivâyet etmiştir.
“Tefsîr-i Kur’ân”
adında bir eseri vardır. Bu kitabında, Müzzemmil sûresi
dördüncü, “Kur’ân’ı açık açık, tane tane tertil ile oku!” âyet-i
kerîmesini tefsîr ederken “O’nu (Kur’ân-ı kerîmi) harf harf, ağır ağır kırâat
et, her harfi kendisinden sonra gelen harften temyiz et!” diye buyurdu.
Âyetlerin manâlarını iyice anlayabilmek için tekrar tekrar okurdu. Nitekim bir
gün “Onların üstlerinde ateşten tabakalar, altlarında da ateşten tabakalar
var. İşte Allah böyle (bir azaptan) kullarını korkutuyor. Ey
kullarım! O hâlde benden korkun!” âyetini seher vaktine kadar tekrar etmiştir.
Yûsuf sûresinin
otuzaltıncı “... Bize bunun tâbirini haber ver! Çünkü biz seni
muhsinlerden görüyoruz” âyet-i celîlesi hakkında diyordu ki: “Yûsuf
aleyhisselâmın ihsânı; hapishânede, her hasta olana hizmet ve yardım etmesi,
her muhtaç olanın elinden tutması idi. Kendisine bir dilenci geldiği zaman kapı
kapı dolaşır, onun ihtiyâcının giderilmesine yardımcı olurdu.”
Şöyle rivayet
etmiştir: Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: “Bu ümmetin
âlimleri iki kısımdır. Birincisi, Allah ona ilim verdi. O da karşılığında para
ve ücret almadan insanlara öğretti ve okuttu. İşte buna gökteki kuşlar,
denizdeki balıklar, karadaki hayvanlar ve kirâmen kâtibîn melekleri duâ
ederler. Kıyâmet gününde Peygamberlere arkadaş olacak, derecede yüce ve efendi
oldukları hâlde Allahın huzûruna çıkarlar. İkincisi de, Allahü teâlânın
kendisine ihsân ettiği ilim ile cimrilik edip, onu Allahü teâlânın kullarına
ücret karşılığı okutan âlimdir. İşte bu da, kıyâmet gününde ağzına ateşten bir
gem vurulmuş olduğu hâlde getirilir ve dellâl 'Bu adam falan oğlu falancadır.
Allahü teâlânın dünyâda kendisine verdiği ilmi başkalarından kıskandı, ancak
para ve ücret karşılığı okuttu' diye çağırır ve insanlar hesaptan
kurtuluncaya kadar azâba düçâr olur.”
Dehhâk bin Müzâhim
diyor ki: “Ben bütün bir geceyi sultânı râzı edecek ve fakat Allahın rızâsına
aykırı düşmeyecek bir sözün ne olduğu hakkında düşünmekle geçirdim. Fakat böyle
bir söz bulamadım.”
Dehhâk bin Müzâhim, Resûlullahın (aleyhisselâm) şöyle buyurduğunu rivâyet etti: “Hangi Müslüman olursa olsun, Allah için niyet edip yola çıktığında, ölümünden önce hayvanı onu ezerse, zehirli, bir mahlûk onu ısırması ile öldürürse veya buna benzer bir sebepten ölürse, şehîd olarak gider. Sonra hangi Müslüman hac niyeti ile yola çıktığında, oraya yetişmeden ölürse, Allahü teâlâ Cenneti ona vâcib kılar.”