O çukurun hikmeti neymiş?
21/10/2022 Cuma Köşe yazarı A.U
İstanbul evliyâsından Ahmed Mekkî
Efendi hazretleri, bir gün şunu anlattı cemaatine:
Fâtih
Sultân Mehmed Hân, Fâtih Câmii etrâfındaki meşhur medreseleri yaptırınca, giriş
kapısının önüne derince bir (çukur) kazdırdı.
Üzerine
ızgara koydurdu.
Hem
de demirden.
Devlet
erkânı bunu gördü.
Bir
mânâ veremediler.
Nihâyet
bir vezîr;
“Hünkârım,
bu çukurun hikmetini çok merak ettik” dedi.
Sultân
Fâtih;
“Ben vefat edip de
cenazemi kabrime indirdiğinizde, üzerime, mezarımdan çıkan toprağı atmayın” dedi.
Merakla
sordular:
“Ya
ne atalım hünkârım?”
Sultân
o çukuru gösterip;
“Şurada birikecek
olan çamurlu topraklarla doldurun” dedi.
Çok
merak etmişlerdi.
Hikmetini
sordular.
Dedi
ki:
“Bu medresede ilim
talebeleri okuyacak değil mi?"
“Evet
hünkârım.”
Bunun
üzerine;
“İşte o ilim ehlinin ayakkabılarından kopup bu çukurda birikecek olan o çamurlar hürmetine, umulur ki Cenâb-ı Hak beni affeder. Âhirette belki bu sâyede kurtulurum” buyurdu...