Önemli olan son nefestir
21/11/2019 Perşembe Köşe yazarı S.A
Hazreti Osman radıyallahü anh buyuruyor ki: "Mümin altı şeyden çok
korkmalıdır. Ona göre kendini hazırlamalıdır!"
Hulefa-i Raşidin'in üçüncüsü, cennetle müjdelenenlerden birisi, meleklerin
bile kendisinden hayâ ettikleri; Hazreti Osman radıyallahü anh buyuruyor ki:
Mümin altı şeyden çok korkmalıdır. Ona göre kendini hazırlamalıdır:
1- İmansız gitmekten korkmalıyız. Allah korusun, bir insan, imanlı,
ibadetli dahi olsa, son nefesini imanla veremediyse, hiçbir kıymeti olmaz...
Önemli olan son nefestir. Yüce Rabbimizin, üzerimizdeki nimetlerini saymakla
bitiremeyiz. Bizi O yarattı ve yaşatıyor. İmanla şereflendirdi. En büyük nimet,
bir insanın son nefesini imanla verebilmesidir. Bundan daha büyük lütuf, bundan
daha büyük nimet olmaz. Çünkü insan, nasıl öldüyse öyle haşrolunur. Ne yersek
yiyelim, son lokmanın tadı kalır ağzımızda. Tatlı ise tatlı, acı ise acıdır.
Bunun önemini bildikleri için, büyüklerimiz hep Hüsn-ü Hatime'ye (son nefesin
imanla verilmesine) çok dua etmişlerdir...
2- Sol omuzumuzdaki meleğin günâhlarımızı yazmasından korkmalıyız. Birçok günâhı
çekinmeden işliyoruz. Belki bunun birçoğunun farkında bile değiliz. Fakat onlar
yazılıyor, kaydediliyor, hesabı bir gün sorulacaktır.
Muhammed bin Münkedir hazretleri bir gün evinde Kur'an-ı kerim okurken
başlar ağlamaya. Ağlamaktan okuyamaz hale gelir. Çocukları endişelenirler.
Komşularından Ebu Hazım hazretlerini çağırırlar. "Babamıza biraz teselli
verir misiniz?" diye.
Ebu Hazım gelir, selam verir ve sorar: "Kardeşim niçin ağlıyorsun?
Hane halkını korkuttun?.." O da şöyle cevap verir: "Okuduğum âyet-i
kerimede mealen (İnsanlar kıyamet günü amel defterlerini okuyunca, hiç
hesaplarında olmayan günahlarını görecekler) buyuruluyor, ona
ağlıyorum!.."
Bunu duyan Ebu Hazım da onunla beraber başlar ağlamaya... Çocukları derler
ki: "Biz seni babamızı teselli edesin diye çağırdık, sen ise onu daha çok
ağlattın!.."
3- Yaptığımız hayırların şeytan tarafından iptâl edilmesinden
korkmalıyız. Ezelî düşmanımız olan Şeytan, bize yalnız günâh
işletmekle kalmıyor, elde ettiğimiz sevaplarımızı da bir yolunu bulup yok
ediyor. Yaptığımız hayırlara, ibadetlere kibir, ucub karışırsa hepsini yakar.
4- Azrâil aleyhisselâmın ruhumuzu ansızın almasından korkmalıyız. Hazırlıksız
yakalanırsak büyük sıkıntı çekeriz. Ölümün gecikmesi için zaman talebimiz
neticesiz kalır.
Sekerat-ı mevt hâlindeki adam ölüm meleğine yalvarır: "Bana bir gün
müsaâde eder misin?" O da "hayır" diye cevap
verir. "Hiç olmazsa bir saat olsun ne yapacaksam yapayım, tövbe edeyim,
vasiyetimi yazayım." Bu da şöyle cevaplandırılır: "Binlerce
saat Rabbimiz sana ömür ihsan etti. Değerlendirseydin ya onları!.."
5- Dünyanın gaye edilmesinden korkmalıyız. Gaye, dünya
olursa ahiret unutulur. Biz, dünya için değil, ahiret için yaratılmışız
Rabbimizin rızası gayemiz olmalıdır. Dünyanın tamamı bizim olsa bile birkaç gün
sonra hepsini bırakıp ayrılacağız.
6- Hane halkının bizi haram kazanmaya zorlamasından korkmalıyız. İnsan, hanımını,
çocuklarını sever, onları kırmak istemez. Onların isteklerini gücümüz
yettiği nisbette yerine getirmeliyiz. Aşırı talepleri için borçlanmak ve bu
borçları ödemekte zorlanmak akıllı adamın yapacağı iş değildir. Hele haramlara
bulaşmak hiç uygun değildir...