Kötüleyenlere karşı ne yapmalıdır?
21/12/2023 Perşembe Köşe yazarı O.Ü
Sual: Bazı insanların kötülemeleri ile karşı karşıya kalan bir kimse nasıl hareket etmelidir?
Cevap: İnsanların
kötülemelerinden, ayıplamalarından korkmaya karşı şöyle düşünmelidir:
Kötülemeleri doğru ise, ayıplarımı bana bildirmiş oluyorlar.
Bunları yapmamaya karar verdim demeli ve ferahlık duymalıdır. Onlara teşekkür
etmelidir. Hasen-i Basrî hazretlerine, birisinin kendisini gıybet ettiğini
haber verdiler. Ona bir tabak helva gönderip;
“Sevaplarını bana hediye ettiğini işittim. Karşılık olarak bu
tatlıyı gönderiyorum” dedi. İmâm-ı a'zam Ebû Hanîfe hazretlerine, birisinin
kendisini gıybet ettiğini söylediler. Ona bir kese altın gönderip;
“Bize verdiği sevapları arttırırsa, biz de karşılığını
arttırırız” dedi.
Yapılan kötüleme yalan, iftira ise, zararı söyleyene olur. Onun
sevapları bana verilir. Benim günahlarım, ona yüklenir demelidir. İftira etmek,
nemmamlık yapmak, gıybet etmekten daha fenadırlar. Nemime, Müslümanlar arasında
söz taşımaktır.
Sual: Kabir ziyaret edilirken
kabrin neresinde durmalı ve ne okumalıdır?
Cevap: Resûlullah
efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) Eshâbının mezarlarını ziyaret için
Bakî Kabristanı'na gider, ayakta, onlara; (Esselâmü aleyküm) derdi.
Kabrin ayak ucunda durmak iyidir. Baş tarafında durmak da
caizdir. Resûlullah efendimiz, bir mezarın baş tarafında Bekara sûresinin bir
kısmını okuyup, geri kalanını ayak ucunda okudu. Hadis-i şeriflerde buyuruldu
ki:
(Kabristana giren kimse, Yasin
suresini okusa, o gün meyitlerin azapları hafifler. Meyitlerin sayısı kadar,
ona da sevap verilir.)
(Onbir ihlâs okuyup, sevabı
ölülere gönderilirse, mevtaların sayısınca ona da sevap verilir) buyuruldu.
Sual: Bir Müslüman, niyet etmeden
para dağıtsa bu dağıttığı para zekât yerine geçer mi?
Cevap: Bir
kimse, zekât niyeti ile kırkta bir ayırmadan veya verirken niyet etmeden,
fakirlere milyonlarla lira dağıtsa, zekât vermiş olmaz. Çünkü, ayırırken veya
kendi vekiline veya fakire veya fakirin vekiline verirken niyet etmesi farzdır.
Sual: Namazda sesli ve sessiz
okumayı nasıl anlamalıyız?
Cevap: Kıraat,
ağız ile okumak demektir. Kendi kulakları işitecek kadar sesli okumaya, hafi okumak
denir. Yanında olan kimselerin de işitecekleri kadar sesli okumaya da, cehri yani
yüksek sesle okumak denir.