Yakup aleyhisselamla Hazreti Azrail'in ahbaplığı...
22/02/2020 Cumartesi Köşe yazarı A.D
Yakup aleyhisselam, Hazreti Azrail ile ahbaplık kurmuştu.
Ona her gelişinde "ziyaretçi misin yoksa vazifeli misin?"
diye sorardı... Ve bir gün...
Yakup “aleyhisselam” Azrail “aleyhisselam”la ahbaplık kurmuş. Sohbet ediyorlar, konuşuyorlar ama her gelişinde sorarmış, "ziyaretçi misin yoksa vazifeli misin?" diye. Hazreti Azrail de her defasında "yok, ziyaretçiyim" dermiş... (Azrail ”aleyhisselam” peygamberlerden izin almadan ruhunu almazdı. Onlar imtiyazlıdır...)
Bir iki beş derken Yakup “aleyhisselam” demiş ki: "Olur ya bir gün
vazifeli olarak aniden gelirsen sana çok kırılırım. Gelmeden önce haber
ver de ona göre hazırlıklı olayım." O da "Peki" demiş...
Hazreti Azrail bir gün yine gelmiş. "Ziyaretçi misin vazifeli
misin?" demiş. "Bu sefer vazifeliyim..." deyince Yakup
aleyhisselam "Hani sen bana haber verecektin? Nerede o haberciler?"
demiş. Hazreti Azrail "Biz sözümüzde durduk" diyerek saymış:
Bir: "Senin saçın bir zamanlar simsiyahtı, görüyorsun ki saçların
beyazlaşmış. Bu sana bir haberci değil mi?.." (Burada bakıyorum benimki de
dâhil birçoklarının saçı beyaz olmuş.) "Doğru
söylüyorsun" diyor...
İki: "Sen gençken, kanlı-canlı iken bastığın yeri titretirdin.
Şimdi bakıyorum da gücün kuvvetin gitmiş, yürümekte bile zorlanıyorsun. Bu da
bir haberci değil mi?" Doğru söylüyorsun. Peki üçüncüsü ne?
Üç: "Eskiden sen dimdik yürüyordun. Şimdi kamburun çıkmış eğilerek
yürüyorsun. Bundan daha iyi haberci olur mu?"
"Doğru söylüyorsun. Maalesef ben bunların haberci olduğunu
anlayamadım."
Hazreti Azrail "O zaman, izin ver de şimdi vazifemi
yapayım" der ve emaneti alır...