Nimetlerin en büyüğü nefsten kurtulmaktır!
22/03/2023 Çarşamba Köşe yazarı V.T
Ebubekr Tamistânî
hazretleri evliyânın büyüklerindendir. Bağdad’da doğdu. Şiblî ve İbrâhim Debbâğ
hazretlerinin sohbetlerinde bulunarak tasavvuf yolunda yüksek bir velî
oldu.
Sohbetlerinde buyurdu
ki: "Nefis, bir ateş gibidir; yanar durur. Bir yandan söndürülse de başka
taraftan parlar. Nefis hep böyledir. Bir taraftan yola getirilse, öbür yandan
kötü iz yine görünür. Nefse uymaktan kurtulmak, dünyâ nîmetlerinin en büyüğüdür.
Çünkü nefis, Allahü teâlâ ile kul arasındaki perdelerin en büyüğüdür.”
"İnsanın nefsi
ölmeden kalbi hayat bulmaz. Hakîkat, nefsin ölümünden ibârettir."
"Allahü teâlâyı
anmak, O'nunla berâber olmak ve O'na ibâdet etmek husûsunda gayretli olunuz.
Eğer bunu kendi kendinize başaramıyorsanız, O'nunla berâber olmak ve O'na
ibâdet etmek husûsunda başarılı olan kimselerle yâni velîlerle sohbet ediniz,
birlikte olunuz. Bunların sohbetindeki bereket ve feyiz, sizi azîz ve celîl
olan Allahü teâlâya yaklaştırır."
"Bir kimse,
Allahü teâlâ ile arasındaki mânevî haller âleminde, sadâkati, doğruluğu ve
bağlılığı esas alırsa, bu sadâkati onu halka, yaratılmışlara meyletmekten
korur."
"Ölüm, âhiret
kapılarından bir kapıdır. Bu kapıdan geçmeyen Allahü teâlâya kavuşamaz."
"Gaflet, gaflet
ehlinin işi olduğu gibi, dünyâya önem vermek ve ona bel bağlayarak îmâr etmek
de gaflet ehlinin işidir. Ancak her dünyâya çalışan gaflet ehli sayılmaz. Dünyâ
ehli bir sanat ehlidir. Bir sanat ehli, yaptığı sanatla kullara faydalı olmayı
niyetine almalıdır. İş böyle olunca, ona gaflet ehli denmez. Ancak dünyâya
gönül verip, onu elinde toplamak isterse, dünyâ ehli olur ve gaflet ehli
sayılır. Yaptığı sanatla kullara faydalı olmayı niyetine alan kimse, hem
dünyâyı hem de âhireti îmâr etmiş olur.”
"İnsanların en
hayırlısı, haklı olsa bile, karşısındakine sen haklısın diyebilendir."
“Aklı olan kimse,
ihtiyâcı olduğu kadar konuşur, fazlasından vazgeçer. Kim kendine konuşmayı âdet
edinmişse, ne kadar sussa yine konuşan kimselerden sayılır."
"Kim kitaba yâni
Kur'ân-ı kerîme ve Peygamber efendimizin sünnetine tâbi olursa ve bir de bütün
işlerinde Eshâb-ı kirâma uyarsa, sevap alma işinde hemen hemen Eshâb-ı
kirâm ile bir olur. Eshâb-ı kirâmın üstünlüğü Peygamber efendimizi görmüş olmaları
sebebiyledir.”
Ömrünün sonuna doğru Nişâbur bölgesine gelen Ebubekr Tamistânî hazretleri orada 951 (H.340) senesinde vefât etti.