"Bu âlem bir nizâm içinde yaratılmıştır!"

22/04/2022 Cuma Köşe yazarı V.T

"Allahü teâlânın nizâm ve âhenk içinde yarattığı varlıklar tesâdüfen olmuştur diyenlerin sözleri câhilcedir."

 

Muhammed Fedâlî hazretleri kelam âlimidir. Mısır'da Fedâle'de doğdu. Eş'arî mezhebinde olup, kelam ilmi üzerine birçok eser yazdı. 1236 (m. 1820)’de vefat etti. Yetiştirdiği talebelerden en meşhuru İbrahim Bâcûrî’dir. Kelâm ilmine dair yaz­dığı “Kifâyetü’l-Avâm” adlı eserinde şöyle anlatmaktadır:

Müslüman, ilk olarak, Allahü teâlânın varlığına, büyüklüğüne, birliğine, doğmadığına, doğurmadığına, dâim ve değişmez olduğuna bütün kalbi ile îman eder. Bu inanış, İslâmın ilk şartıdır. Her şeyi yaratan ve varlıkta durduran ancak O’dur. Allahü teâlânın, sayamayacağımız kadar çok nizâm ve âhenk içinde yarattığı varlıklar tesâdüfen olmuştur diyenlerin sözleri câhilcedir ve fen bilgilerine aykırıdır... Cisimler yok oluyor. Bunlardan, başka cisimler meydana geliyor. Cisimlerin durmadan tehavvül etmeleri, birbirlerinden hâsıl olmaları, sonsuzdan gelmiş değildir. 'Böyle gelmiş, böyle gider' denilemez. Bu değişmelerin bir başlangıcı vardır. Değişmelerin başlangıcı vardır demek, maddelerin var oluşlarının başlangıcı vardır ve hiçbir şey yok iken, hepsi yoktan yaratılmıştır demektir...

İlk, birinci olarak maddeler yoktan yaratılmış olmasalardı ve birbirlerinden hâsıl olmaları, sonsuz öncelere doğru uzasaydı, şimdi bu âlemin yok olması lâzımdı. Çünkü, âlemin sonsuz öncelerde var olabilmesi için, bunu meydana getiren maddelerin daha önce var olmaları, bunların da var olabilmeleri için, başkalarının bunlardan önce var olmaları lâzım olacaktır. Sonrakinin var olması, öncekinin var olmasına bağlıdır. Önceki var olmazsa, sonraki de var olmayacaktır.

Sonsuz önce demek, bir başlangıcı yok demektir. Sonsuz öncelerde var olmak demek, ilk, yâni başlangıç olan bir varlık yok demektir. İlk, birinci varlık olmayınca, sonraki varlıklar da olamaz. Her şeyin her zaman yok olması lâzım gelir. Her birinin var olması için, bir öncekinin var olması lâzım olan sonsuz sayıda varlıklar silsilesi olamaz. Hepsinin yok olmaları lâzım olur...

Âlemin şimdi var olması, sonsuzdan var olarak gelmediğini, yoktan var edilmiş bir ilk varlığın bulunduğunu göstermekte olduğu anlaşıldı. Âlemin yoktan var edilmiş olduğuna, o ilk mahlûktan hâsıl ola ola, bugünkü âlemin var olduğuna inanmak icap eder.