Kadere iman eden kederden kurtulur!
22/06/2023 Perşembe Köşe yazarı S.A
Üzüntülerimizin azalması için, en
büyük ilaç, kadere iman etmektir. Biz Rabbimizden razı olursak o da bizden razı
olur...
Dünyada rahatlığın olmadığını hatırlayan
insan üzülmez... Dünyada rahatlık olsaydı, peygamberlere nasip
olurdu. Hâlbuki onların çektiği sıkıntılar başkalarından kat kat fazladır.
İnsanoğlu her arzu ettiği şeye kavuşamıyor. Evdeki hesap çarşıya
uymuyor. Yelkenli gemilerin istemediği yönden rüzgâr esebiliyor. Zengin,
zenginliğini ölünceye kadar muhafaza edemeyebilir. Bunlar da üzüntülere sebep
olmaktadır...
Üzüntülerimizin azalması için, en büyük ilaç, kadere iman etmek
ve Rabbimizin takdirine razı olmaktır. Biz ondan razı olursak o da bizden razı
olur. Mümin, başına hayır ve şer geldiğinde "ben bunu
bekliyordum" diyendir. “Kadere inanan, kederden kurtulur” demişlerdir...
İbrahim bin Edhem hazretleri bir adamı çok üzgün görür, ona üç
soru sorar:
Dünyada meydana gelen bütün hadiseler takdir-i ilahi olmadan
meydana gelebilir mi? "Hayır" diye cevap verir.
İkincisi: Sana ayrılan rızkı başkası yiyebilir mi?
"Hayır" der.
Üçüncüsü: Sana verilen ömürden kısalma olabilir mi? Ona da
"hayır" diye cevap verir.
İbrahim bin Edhem hazretleri o zaman adama buyurur
ki: "O hâlde niçin üzülüyorsun?"
Hazreti Ömer radıyallahü anh buyuruyor ki: "Başıma bir
musibet geldiği zaman üç şeyden dolayı hamd ediyorum:
1- dinime gelmediği için. En büyük musibet dine gelendir,
sonra bedene, sonra mala gelendir. Dine gelen ahiret hayatı ile ilgilidir.
Mesela, bir vakit namazı bilerek kazaya bırakmak en ağır hastalığa yakalanmaktan
daha kötüdür.
2- Daha büyüğü olmadığı için hamd ediyorum. Sıkıntı ne
olursa olsun daha büyüğü olabilirdi. Veya onun yanında başka bir sıkıntı da
olabilirdi. Bir çocuğunu trafik kazasında kaybeden iki çocuğunu da
kaybedebilirdi.
3- Başımıza gelenlere sabredersek günahlarımıza kefaret
olur..."
İşlediğimiz günahların cezasını çekeceğiz; Rabbimiz
sevdiklerinin cezasını dünyada veriyor, dünyadaki kolay, sevmediklerininkini
ise ahirette bırakıyor...
Peygamberimiz aleyhisselâm bir zatı ziyarete gider. Bakar
ki adam bir deri, bir kemik kalmış. Sorar:
-Sen dua
ederken ne diyorsun?
O da cevap verir:
-Ya Rabbi benim cezamı dünyada ver ahirete kalmasın, diyorum.
Bunun üzerine Resul-i Ekrem efendimiz buyurdu ki:
-Sen onun
dünyadaki cezasına da dayanamazsın. Sen "Rabbena atina..."
duasını oku! Hem dünyada, hem ahirette iyilikler ihsan olunmasını iste...
Hasta birkaç gün bu duayı okudu, iyileşti, namazlarını camide cemaatle kılmaya başladı... Bizler zayıf yaratıldık, o duayı çok okuyalım...