Allahü teâlâ için darılmak
22/07/2022 Cuma Köşe yazarı O.Ü
Günah işleyene, ona
nasihat olması niyeti ile darılmak, caizdir, hatta müstehaptır.
Sual: Günah işleyenlere karşı mesafeli durmak, darılmak, dinimiz açısından uygun olur mu?
Cevap: Hicr, menetmek,
dostluğu bırakmak, dargın olmak demektir. Günah işleyene, ona nasihat olması
niyeti ile hicr eylemek, caizdir, hatta müstehaptır. Bu hâl, Allahü teâlâ için
darılmak olur. Hadis-i şerifte;
(Amellerin,
ibadetlerin en kıymetlisi, hubb-i fillah ve buğd-ı fillahtır) buyuruldu.
Hubb-i fillah, Allahü teâlâ için sevmek demektir. Buğd-ı fillah ise, Allahü
teâlâ için sevmemek, dargın olmak demektir. Allahü teâlâ, Musa aleyhisselama;
-Benim için ne yaptın? buyurunca;
-Ya Rabbi, senin için
namaz kıldım, oruç tuttum, zekât verdim, ismini çok zikreyledim, diye arz
edince, Allahü teâlâ;
-Namaz, sana
burhandır, kötü iş yapmaktan korur. Oruç, kalkandır, Cehennem ateşinden korur.
Zekât da, mahşer yerinde gölge verir, sana rahatlık verir. Zikir, mahşerde
karanlıktan kurtarır, ışık verir. Benim için ne yaptın? buyurdu.
-Ya Rabbi! Senin için
olan işin ne olduğunu bana bildir, diye yalvarınca;
-Ya Musa! Dostlarımı
sevdin mi, düşmanlarımdan kesildin mi? buyurdu. Musa aleyhisselam, Allahü
teâlânın en çok sevdiği ibadetin, hubb-i fillah ve buğd-ı fillah olduğunu
anladı.
Günah işleyeni,
kabahat yapanı uzun zaman hicr eylemek caizdir. Ahmed bin Hanbel hazretlerinin
haramdan geldiği bilinen hediyeyi kabul ettikleri için amcasını ve oğullarını
hicr eylediği meşhurdur. Resulullah efendimiz, Tebük gazasına gelemeyen üç
kişiyi hicr eylemiştir.
Sual: Bütün
Peygamberlerin iman ve ibadet olarak bildirdikleri hep aynı mıdır?
Cevap: Bütün
Peygamberler, hep aynı imanı söylemiş, hepsi ümmetlerinden aynı şeylere iman
etmeyi istemişlerdir. Fakat, dinleri, yani kalb ile, beden ile yapılması ve
sakınılması lazım olan şeyleri başka başka olduğundan, Müslümanlıkları da
ayrıdır.
Sual: İnsanlara
maddeten yardım eden, hayır yapan kimse, zekât vermiş gibi ibadet sevabı
alabilir mi?
Cevap: İhlas ile, yani Allahü teâlânın rızasına, sevgisine kavuşmak ve sevap kazanmak niyeti ile, farzları, sünnetleri yapmaya ve haramlardan, mekruhlardan kaçınmaya, yani ahkam-ı islamiyyeyi, İslamiyetin hükümlerini yerine getirmeye İbadet etmek denir. Niyetsiz, ibadet olamaz. Önce iman etmek, sonra İslamiyeti öğrenmek ve yapmak lazımdır.