Onlar bana bir şey yapamaz
22/08/2021 Pazar Köşe yazarı A.U
Kureyş’in ileri gelen
müşrikleri bir gün Kâbe dibinde oturmuş Efendimizi çekiştiriyorlardı.
O ara, birisi ayağa
fırlayıp;
"Bu ne hâldir
yâhu! Üzerimize ölü toprağı mı serpildi? O, tanrılarımıza hakâret ediyor, biz
susuyoruz. Ona haddini bildirmeliyiz!" diye bağırdı.
O anda Efendimiz
göründü.
Bu konuşmaları işitti.
Muhteşem bir vakarla
geldi.
Ve onların karşısına
dikilip;
"Ey Kureyşliler!
Eğer îmân etmezseniz, sizi koyun gibi keserim. Elimden kurtulamazsınız!” diye seslendi.
Cevap veremediler.
Ve çâresizlik içinde;
"Amân yâ Ebel
Kâsım! Biz sana ne dedik ki. Şeyy… Yâni ne diyebiliriz ki. Sen bizden birisin.
İbâdetine devam et. Biz sana nasıl karışabiliriz?" diyerek
yalvarmaya başladılar.
Ertesi gün oldu.
Kâbe'ye koştular yine.
Reîsleri, diğerlerine;
"Bu iş buraya
kadar. Yetti artık. Onu ilk gördüğümüz yerde öldüreceğiz!" dedi.
Ve sordu onlara:
"Tamam mı?"
“Tamam.”
“Söz mü?”
“Söz.”
O anda Hazret-i Fâtıma
geldi.
Vaziyeti görüp çok
üzüldü.
Peygamberimiz, ona;
“Üzülme kızım. Onlar bana bir şey yapamaz" buyurdular.