İman, kelime-i tevhidin iki kısmına da inanmaktır
22/10/2023 Pazar Köşe yazarı S.K
İslamiyet’i bildiren kitaplar pek
çoktur. Bunların içinde, İmam-ı Rabbânî hazretlerinin üç cilt (Mektubât)
kitabı, bundan sonra, Muhammed Ma'sûm hazretlerinin üç cilt (Mektubât)
kitabı çok kıymetlidir. Muhammed Ma'sûm hazretleri, Mektûbât’ın üçüncü cildinin
on altıncı mektubunda buyuruyor ki: (İman, kelime-i tevhidin Lâ ilâhe
illallah ve Muhammedün Resûlullah [Allahü teâlâdan başka hiç bir ilah yoktur.
Muhammed aleyhisselam Allahü teâlânın kulu ve peygamberidir.] iki kısmına
birlikte inanmaktır.) Yani, Müslüman olmak için, Muhammed
aleyhisselâmın Peygamber olduğuna da inanmak lâzımdır. Yani İslam’ın birinci
şartı, Allahü teâlâya ve Muhammed aleyhisselamın Allahü teâlânın peygamberi
olduğuna inanmaktır. Muhammed aleyhisselama inanmayan cennete giremez.
İki cihan saadetine kavuşmak, ancak dünya ve ahiretin Efendisi
olan Muhammed aleyhisselama tâbi olmaya bağlıdır. Allahü teâlâ Onu, dünyadaki
bütün insanları saadete davet için gönderdi. Sebe’ sûresi, yirmi sekizinci
âyetinde meâlen, (Ey sevgili Peygamberim! “sallallahü
aleyhi ve sellem” Seni, dünyadaki bütün insanlara ebedî saadeti müjdelemek
ve bu saadet yolunu göstermek için, beşeriyete gönderiyorum) buyurdu.
Yine Âl-i İmrân sûresi, otuz birinci âyetinde meâlen, (Ey
sevgili Peygamberim! “sallallahü aleyhi ve sellem” Onlara
de ki, eğer Allahü teâlâyı seviyorsanız ve Allahü teâlânın da sizi sevmesini
istiyorsanız, bana tâbi olunuz! Allahü teâlâ bana tâbi olanları sever) buyuruldu.
Ona tâbi olmak için iman etmek ve onun getirdiği İslamiyet’i
öğrenmek ve yapmak lazımdır. Yine ona tâbi olmak için onu tam ve kusursuz
sevmek lazımdır. Bunun alameti, Onun sevdiklerini sevmek, sevmediklerini, onu
beğenmeyenleri sevmemektir.
Allahü teâlâ, Cebrâîl ismindeki melek ile, Sevgili Peygamberimiz
Muhammed aleyhisselama (Kur'ân-ı kerîm)i
göndermiştir. Bu Kur'ân-ı kerîm, Allah kelamıdır. Muhammed aleyhisselâmın kendi
sözleri, değildir. Muhammed aleyhisselâm, Kur'ân-ı kerîmi tefsîr etmiştir. Yani
açıklamıştır. Bu açıklamalara, (Hadîs-i şerîf) denir.
Hadis-i şerifler Kur’ân-ı kerimin tefsiridir.
Muhammed aleyhisselâm, Allahü teâlânın bildirdiklerini Eshâbına
bildirdi. Onlar da, talebelerine bildirdi. Bunlar da, kitaplarına yazdılar. Bu
kitapları yazan âlimlere (Ehl-i sünnet âlimi)
denir.
Görülüyor ki, din nakildir. İslamiyet bugüne kadar nakil
yoluyla, nakledile nakledile gelmiştir. Elhamdülillah, biz dinimizi Ehl-i
sünnet âlimlerinin kitaplarından öğreniyoruz. Kur’ân-ı kerim ve hadis-i
şerifleri kendi akıllarına göre açıklayan dinde reformcuların, mezhepsizlerin
kitaplarından öğrenmiyoruz...