Sadaka, verenin kabir ateşini söndürür!..
22/11/2023 Çarşamba Köşe yazarı V.T
Ecezâde Muhyiddîn Efendi Osmanlılar zamanında
yetişen İslâm âlimlerindendir. Mevlânâ Hatîbzâde’den okudu. Daha başka âlimlerin
derslerinde de bulunarak, mükemmel bir şekilde yetişti. İlim tahsilini
tamamladıktan sonra, İznik Medresesi’ne müderris oldu. Bir müddet müderrislik
yaptıktan sonra, Trabzon kadılığına tayin olundu. 924 (m. 1518) senesinde vefât
etti. Buyurdu ki:
Enes bin
Mâlik (radıyallahü anh) şöyle rivâyet etti: Resûlullaha (sallallahü aleyhi ve
sellem) sordum. “Anam-babam sana feda olsun yâ Resûlallah, biz ölülerimize duâ
ediyoruz, onlar için sadaka veriyoruz, onların yerine hac yapıyoruz.
Bu onlara ulaşır mı?" dedim. Buyurdu ki; “Şüphesiz ki o, onlara
ulaşır. Sizden birinize hediye verildiğinde sevindiğiniz gibi sevinirler."
Bir
hadîs-i şerîfte de buyuruldu ki: “İnsanın öldükten sonra geriye bıraktığı
şeylerin en hayırlısı üç tanedir: Kendisine duâ eden sâlih evlâd, kendisine
sevâbı ulaşan sadaka-i câriye ve kendisi ile amel olunan ilim.”
Ebû
Hüreyre’nin rivâyet ettiği bir hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: “Kişinin
derecesi, Cennette bir derece yükseltilir. O da, 'yâ Rabbî bu ne sebeple
verildi?' der. 'Oğlunun senin için istiğfar etmesi
sebebiyledir' denilir."
Ukbe bin
Âmir (radıyallahü anh) hazretlerinin rivâyet ettiği bir hadîs-i şerîfte
de; “Sadaka, sahibinin kabir ateşini söndürür" buyuruldu. Bir
hadîs-i şerîfte de “Kim Kur’ân-ı kerîmi okur ve emirlerine uyarsa, kıyâmet günü
babasına bir taç giydirilir” buyuruldu.
Mâlik bin
Dînâr hazretleri şöyle anlattı: “Bir Cuma gecesi kabristana gitmiştim. Her
tarafı aydınlatan bir nûr gördüm. (La ilahe illallah, Allahü teâlâ bu
kabristanda yatanları mağfiret etmiş, bağışlamış) dedim. Birdenbire
uzaktan şöyle bir ses işittim:
-Ey Mâlik
bin Dînâr! Bu nûr, kabristanda yatanlara bir müminin hediyesi
sebebiyledir, dedi. “O hediye nedir? Bana söyle” dedim. Şöyle dedi:
-Müminlerden
biri gece kalktı, abdest alıp iki rek’at namaz kıldı. Namazda Fâtiha-i
şerîfeyi, Kâfirûn sûresini, İhlâs sûresini ve Kulillahümme’yi okudu. Sevâbını
bu kabirde yatan müminlerin rûhuna bağışladı. Bu sebeble Allahü teâlâ bizi
bağışladı, nûra gark etti, dedi.
Mâlik bin
Dînâr daha sonra şöyle devam etti:
Bundan
sonra ben de, her Cuma gecesi böyle yaptım. Resûlullah efendimizi rüyâda
gördüm. Buyurdu ki: (Ey Mâlik! Allahü teâlâ ümmetime hediyenden hâsıl olan nûr
adedince seni mağfiret etti ve senin için Cennette ev ve Münîf denilen bir köşk
bina etti.) “Münîf nedir?” dedim. “Cennet ehlinin gölgeliğidir” buyurdu.