"Medîne görülünce salevat getirilir..."

22/12/2019 Pazar Köşe yazarı V.T

Farz olan hac önce yapılmalı, sonra Medîne ziyâret edilmelidir. 

 

Bedrüddîn Karâfî hazretleri Mâlikî fıkıh âlimidir. 939'da (m. 1533) Kahire'nin Karâfe semtinde doğdu. Zamanın büyük âlimlerinin derslerine devam ederek fıkıh âlimi oldu ve kadılık mesleğine girdi. Mısır'ın en meşhur kadılarındandır. 1008'de (m. 1600) vefat etti. Şöyle buyurdu:

Farz olan hac önce yapılmalı, sonra Medîne ziyâret edilmelidir. Medîne şehri uzaktan görülünce, salât ve selâm getirilir. Sonra, (Allahümme hâzâ harem-ü Nebiyyike ve mehbit-ü vahyike femnin aleyye biddühûl-i fîhi vec’alhü vikâyeten lî minennâr ve emânen minel azâb vec’alnî minelfâizîne bi-şefâ-atil-Mustafâ yevmelmeâb) denir.

Şehre veyâ mescide girmeden önce gusül abdesti alınır. Güzel koku sürünülür. Yeni, temiz elbise giyilir. O yerlerin kıymetini ve yüksekliğini düşünerek, boynu bükük, kalbi kırık olarak; (Bismillah ve alâ Milleti Resûlillah) der ve hicret gecesi gelmiş olan (İsrâ) sûresinin sekseninci âyetini ve namâzda okunan salevât-ı şerîfleri okuyarak ve (Vagfir lî-zünûbî veftah lî ebvâbe rahmetike ve fadlike) diyerek mescide gelir. Bâb-ı selâmdan veyâ bâb-ı Cibrîlden mescide girip, minber yanında iki rek’at (Tehıyyetül-mescid) namâzı kılar. Minberin direği sağ omuzu hizâsına gelmelidir. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” burada kılardı. İki rek’at da şükür namâzı kılar.

Duâdan sonra, kalkıp edeple Hucre-i se’âdete gelir. Muvâcehe-i se’âdet dıvarına karşı, arkasını kıbleye dönerek, Resûlullahın mübârek yüzüne karşı  edeple durur. Resûlullahın kendisini gördüğünü, selâmını, duâlarını işittiğini ve cevap verdiğini, âmîn dediğini düşünür. Emânet olan selâmları söyler. Sonra salevât okuyup, dilediği duâyı yapar. Sonra sağa gelip, (Esselâmü aleyke yâ halîfete Resûlillah...) diye başlayan duâyı okuyarak hazret-i Ebû Bekr’e (radıyallahü anh) selâm verir. Sonra, sağa gidip, hazret-i Ömer’e (radıyallahü anh) de duâyı okuyarak selâm verir. Sonra kendine ve ana babasına ve duâ etmesini istemiş olanlara ve bütün Müslümânlara duâ eder. Sonra yine Resûlullahın mübârek yüzü karşısına gelir. Dilediği duâları da yapar.

Sonra Ebû Lübâbe hazretlerinin kendini bağlayarak tövbe etmiş olduğu direğe gelir. Burada ve Ravza-i mutahharada nâfile, kazâ kılar. Tövbe ve duâ eder. Dilediği zamânlarda (Mescid-i Kubâ) ve (Mescid-i kıbleteyn), Uhud şehîdleri ve Bakî’deki mezârları ve birçok meşhur mübârek yerleri de ziyâret etmelidir.