Mürşid kime denir?
22/12/2021 Çarşamba Köşe yazarı O.Ü
“Mürşid yani rehber,
insanı Allahü teâlânın rızasına, sevgisine kavuşturan vasıtadır..."
Sual: Mürşidi
olmayanın mürşidi şeytandır deniyor. Mürşid ne demektir, dinde yeri var mıdır,
varsa nedir?
Cevap: Bu konuda İmamı
Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
“Mürşid yani rehber,
insanı Allahü teâlânın rızasına, sevgisine kavuşturan vasıtadır. Talebe
rehberini ne kadar çok severse, onun kalbinden feyiz, nur alması da, o kadar
çok olur. Mürşid vesiledir, Resûlullah efendimizin mübarek kalbinden çıkıp,
mürşidlerinin kalbleri vasıtası ile, kendi kalbine gelen feyizleri neşreden bir
vasıtadır. Maksat, Allahü teâlâdır. Mürşid-i kamil, emme basma tulumba gibidir.
Kalb makamına inmiş olup, kendi mürşidinden aldığı feyizleri, marifetleri,
talebesine ulaştırır. Rehberini inciten veya inanmayan, hidayete kavuşamaz.
'Rehberini incitenden kalbin kırılmazsa, köpek senden daha
iyidir' buyurmuşlardır. Rehberine inanmakta, güvenmekte sarsıntı olursa,
feyiz alamaz. Bu sarsıntının ilacı yoktur. Rehberden feyiz almak için teveccüh
olmaksızın, yalnız onu sevmek yetişir. Rehber ile bulunanların, imanları
kuvvetlenir. İslamiyete uymak isteği hasıl olur. Rehberin sözleri, hâlleri,
hareketleri, ibadetleri hep İslamiyete uygundur. Ona uyan, onu dinleyen,
Resûlullah efendimize uymuş olur. Böyle olmayan kimse, rehber olamaz.”
Sual: İslam
âlimlerinden, tasavvuf büyüklerinden, "Ben keramet sahibiyim,
istediklerinize sizi kavuştururum, Levhil-mahfûzu bilirim" diyen olmuş
mudur?
Cevap: Hiçbir İslam âlimi benim kerametim var, dilediklerinize kavuştururum dememiş, kerametlerini de örtmeye çalışmışlardır. İslam dinini, Kur’ân-ı kerimin ve hadis-i şeriflerin bilgilerini yaymaya uğraşmışlardır. Mezhepsizler, Vehhabiler, sapıkların, münafıkların, zındıkların yanlış, bozuk sözlerini ve cahil Müslümanların bilmeyerek yaptıkları yanlış hareketleri yazarak, İslam âlimlerine, tasavvuf büyüklerine saldırmakta, doğru yoldaki Müslümanlara iftira etmektedir. Yalanlarına, âyet-i kerîmeleri ve hadis-i şerifleri de alet etmektedirler. Bu ise, sapıklığın en aşağı, en iğrenç ve en kötü bir örneğidir. Hiçbir İslâm âlimi, Levhil-mahfûzu bilirim dememiştir. Allahü teâlâ, dilediği, sevdiği, seçtiği kuluna, gaybden bilgi verebilir, kerametler ihsan edebilir ama bu kerametleri kimseye söylemezler. Bunlar, kendileri, istemeden hasıl olur.