"Allah adamlarına karşı gelmekten çok sakın!.."
23/01/2025 Perşembe Köşe yazarı V.T
Büyük bir zatın işlerini beğenmemek, insanı sonsuz felakete götürür.
Şeyh Halîl Cündî hazretleri Mâlikî mezhebi fıkıh âlimi
ve evliyânın büyüklerindendir. Küçük yaştan îtibâren Abdullah Menûfî’nin
terbiyesine verildi. Ayrıca hadis, fıkıh ve kıraat âlimlerinin derslerine de
devam ederek ilimde ve tasavvufta yüksek derecelere ulaştı, icazet verilerek
talebe yetiştirdi. Zamânında Mısır’ın en büyük medresesi olan Şeyhûniyye
Medresesinde tâliplerine ilim öğretti. 1374 (H.776) senesinde vefât etti.
Halîl Cündî hazretleri buyurdu ki:
Velî olgunlaşınca kendisine Allahü teâlâ tarafından
çeşitli şekillerde görünme kuvveti verilir. Bu da olmayacak bir şey değildir.
Çünkü, başka başka görünen şekiller rûhâniyettir. Bedeni, cismi
görünmemektedir. Ruhlar, madde değildirler, boşlukta yer kaplamazlar. Allahü
teâlâ, evliyânın rûhlarına öyle bir kuvvet verir ki, çeşitli şekillerde
görünebilirler. Bedenleri mezardan çıkmaz. Ruhları şekil alıp görünürler...
Ehlullaha, yani Allah adamlarına karşı gelmekten çok
sakınmalı. Hele arada pîrlik ve rehberlik bağı varsa ve ondan istifade yolu
açılmışsa, onun ufak bir şeyini beğenmemek, öldürücü zehir olur. Büyük bir
zatın işlerini beğenmemek, insanı sonsuz felakete götürür. Onun her işi, her
sözü iyi ve güzel görünmedikçe, onun feyizlerine kavuşamaz. Ona aşırı sevgisi
ve bağlılığı olmakla beraber, içinde ona karşı kıl kadar bir beğenmemek
bulunursa, bunu kendi için felaket, yıkım bilmeli...
Bu zamanda doğru ile yanlış, iyi ile
kötü birbiriyle karışıktır. Onun işlerine iyi gözle bakmalıdır. Onun hiçbir
işine, hiçbir sözüne, hardal tanesi kadar bile itiraz etmemeli. (İnsanların en
aşağısı, bu büyüklerde kusur görendir) buyuruluyor. Onda bir üstünlük, bir
keramet aramamalı. Bir müminin, bir Peygamberden, bir mucize istediği, hiç
görülmüş müdür? Kâfirler mucize ister. Ebu Cehil, (Kureyş büyükleri, zenginler
dururken, bir yetim peygamber olamaz) diyerek Resulullah’ın “sallallahü aleyhi
ve sellem” peygamberliğini kabul edememişti. Ebu Cehil, burada Allahü teâlâyı
suçluyor, (Bu işe layık olmayan birini peygamber yaptın) demek istiyordu.
Resulullah Efendimiz, Allahü teâlânın elçisi ve vekilidir. Vekil, kendisine
verilen yetki bakımından asıl gibidir, onu temsil eder. Vekile itiraz, asıl
zata itirazdır. Ona itaat, asla itaattir. Allahü teâlâ, (Resulüme itaat, bana itaattir)
buyuruyor.