"Onun şeytan olduğunu nasıl bildin?”
23/03/2023 Perşembe Köşe yazarı A.U
Bir gün Gavs-ül âzam Abdülkâdir-i
Geylânî hazretleri, sıcağın tesiriyle pek fazla susamıştı.
Ama içecek “Su” yoktu.
Zîra çölün ortasındaydı.
Hak teâlâ ona bir “Bulut” gönderdi.
O buluttan bir “Yağmur” boşandı.
Kana kana içip ferahladı.
O ara bir “Işık” belirdi.
O buluttan bir “Ses” duydu.
Kendisine hitâb ediyordu.
Kulak verip dinledi ki;
“Ey
Abdülkâdir! Ben, senin hâlıkınım. Bütün haram şeyleri, sana helâl kıldım” diyordu.
O, bu sesi işitti.
Ve hiddetlenip;
“Kezzebte
yâ kezzâb!” buyurdu.
Yâni “Yalan söylüyorsun ey yalancı” dedi.
Zîra ona böyle hitâb eden, “Şeytan”dı.
Şeytan bu defâ;
“Ey
Abdülkâdir! Sana benim vesvesem hiç tesir etmedi. Hâlbuki ben bu yolla, nice
tasavvuf ehlini aldatıp doğru yoldan çıkarmıştım” dedi.
Oğlu merak edip;
“Babacığım, onun şeytan olduğunu nasıl bildin?” diye sordu.
Gavs-ı âzam;
“Çok
kolay” buyurdu.
“Nasıl kolay babacığım?”
Oğluna bir baktı.
Ve ona şefkatle;
“Evlâdım! O melun bana; (Ey Abdülkâdir! Her günâhı sana helâl kıldım) dedi. Hâlbuki bu dînin sâhibi olan Resûlullah Efendimiz bile her haramdan kaçmıştı. Allahü teâlâ haramı Ona bile helâl kılmazken bana helâl kılar mı? İşte bundan anladım” buyurdu.