Oruçla kavuşulan nimetler...
23/04/2020 Perşembe Köşe yazarı S.A
Oruçta, sayılamayacak kadar çok faydalar vardır. Fakat biz orucu bu
faydalar için değil, dinimizin emri olduğu için tutuyoruz.
Yarın 1 Ramazan... Bu gece inşallah ilk teravihi (tabii ki evlerimizde)
kılıp ilk sahura kalkacağız...
Rabbimiz, bize neyi emretmişse, neyi yapmamızı buyurduysa mutlaka onda
bizim maddi ve manevi faydalarımız vardır. Hangilerini haram kılmışsa, şüphesiz
onlarda da pek çok zararlarımız vardır. Bugün anlamasak bile yarın, gün
geçtikçe daha iyi anlayacağız. Biz bilemeyiz, o bilir...
Oruçta, sayılamayacak kadar çok faydalar vardır. Fakat biz orucu bu
faydalar için değil, dinimizin emri olduğu için tutuyoruz. Oruç tutarsak sıhhat
buluruz.
(Oruç tutunuz sıhhat bulursunuz) hadis-i şeriftir. Oruç tutan
sıhhat bulur. Bütün gün çalışan ve yorulan organlarımızı gece uyurken
dinlendiriyoruz. Dinlenemeyen, istirahat edemeyen bazı organlar var; midemiz,
bağırsaklarımız ve sindirim sistemimiz... Bunlar sürekli çalışırlar, dinlenmek
nedir bilmezler. Tıka basa yiyip yatsak da, uyandığımızda acıktığımızı görürüz.
Biz uyumuş kendimizden geçmişiz ama sindirim sistemimiz uyumamış, hep
çalışmışlardır. Bu sürekli çalışma onları yıpratır ve yorar.
Uyurken gözümüz, kulağımız, elimiz, ayağımız ve beynimiz hep dinlenirler.
Dinlenemeyenleri de hiç olmazsa senede bir ay yalnız gündüzleri olsa bile, oruç
tutarak dinlendirme imkânını sağlamış oluruz...
Sıhhat yönünden bir diğer faydası da, karaciğerimizdeki gıda stoklarının
erimesidir. Doktorların dediğine göre karaciğerimiz bir nevi zahire ambarıdır.
Vücudumuzun muhtaç olduğu gıdaları ihtiyaç oldukça otomatik olarak, gerektiği
kadar veriyor...
***
Sabretmek, insanlara mahsustur. Melekler sabretmezler, çünkü onlar yemez,
içmez ve hasta olmazlar. Hayvanlarda da sabır söz konusu değildir. Çünkü
onlarda akıl yoktur, mükellef de değiller.
İnsanoğlu bu iki varlık arasındadır. Aklı var, melekler gibi, nefsi var
hayvanlar gibi. Aklını üstün tutarsa melekleşmeye doğru yükselir, hatta onları da
geçer. Çünkü melekler ister istemez iyidirler, ama insanlar nefsi ile mücadele
sonunda yükselebilmiştir. Nefsi galip gelirse bu defa hayvanlaşmaya doğru
alçalır, onlardan da daha aşağı iner. Çünkü hayvanlar sorumlu değillerdir...
Sabır üç türlüdür: Bir, ibadetleri yaparken karşılaşılan
zorluklara sabır. Namaz kılarken, oruç tutarken bazı sıkıntılarla
karşılaşabiliriz. Bunlara sabredeceğiz. İki, günah işlememek için
sabretmek. Günah işlememek için sabretmek ateşte yanmaya sabretmekten daha
kolaydır. Üç, hastalıklara, musibetlere, belalara karşı sabırdır.
Hastalık, bela istenmez, gelirse kurtulmaya çalışmak lazım, tadavi olmak
lazım, fakat bütün bunlar netice vermezse, sabretmekten başka çaremiz kalmaz.
Bu üç sabrın da mükafatı ölçüsüzdür.
Oruç tutmakla imtihanı kazanmış oluruz. Biz, dünyaya bunun için geldik, hepimiz imtihan salonundayız. Rabbini tanıyan, emirlerine değer veren, haramlardan sakınanlarla, kendisini yaratan ve yaşatan zatı tanımayan, emir ve yasaklarına kulak asmayanların birbirlerinden ayrılmaları gerekir. Kişi, yaptıklarının karşılığını görecektir, iyiler ebedi saadete, kötüler de layık oldukları azaba kavuşacaklardır.