"Allahü teâlâ câhili dost edinmez!..”
23/04/2025 Çarşamba Köşe yazarı V.T
“İlim gıda gibidir. Ona her zaman ihtiyâç vardır. Faydası da umûmîdir.”
Şeyh Abdülvehhâb Müttekî hazretleri evliyânın
büyüklerindendir. Hindistan’da Mendev’de doğdu. İlim tahsili için Dekkân ve
Seylan gibi ilim merkezlerine gitti. Buralardaki ulemâ ve evliyânın
sohbetlerine katıldı, onlardan ders alıp ilim öğrendi. İlmini daha da arttırmak
için Mekke-i mükerremeye gitti. Orada, büyük hadîs âlimi ve velî Şeyh Ali
Müttekî hazretlerinin derslerine devam ederek icazet aldı. Hocası vefât
edince, onun yerine geçti. 1000 (m. 1592) yılında Mekke’de vefât etti...
Abdülvehhâb Müttekî hazretleri buyurdu ki: “İlim
gıda gibidir. Ona her zaman ihtiyâç vardır. Faydası da umûmîdir.”
Kendisine dediler ki: “Talibin devamlı zikirde olması
lâzımdır, diyorlar. Bu nasıl olur?” Buyurdu ki: “Hayırlı amelle meşgûl olan,
dâima zikirdedir. Namaz kılmak zikirdir. Kur’ân okumak zikirdir. Din ilimleri
öğretmek ve öğrenmek zikirdir. Her hayırlı amel zikirdir.”
“Selef-i sâlihînin yolu, çeşit çeşit iyi işleri
yapmak, ahlâkını güzelleştirmek ve ilmi yaymak idi.”
Bir gün istidrâcdan söz açılmıştı. Buyurdu ki:
“Fâsıklara ve bid’at sahiplerine de bir kuvvet verilir ve onunla avvâmın
kalplerini çekebilirler. Dinde sağlam olmayanları yoldan çıkarırlar.”
“Âhırette her incinin bir sedefi vardır. Her şeyin
kendi hâline göre bir şerefi, değeri vardır. İnsanoğlu da kendisinde ilim
bulunan bir sedeftir. Onun şerefi de ilim iledir. İlmi olmayan kimse, cahillik
içinde kalır, muhabbet kadehini içemez, vilâyet libâsını giyemez. Allahü teâlâ
câhili kendine dost edinmez.”
“Sabır; nefsi istenilmeyen bir şeyden, dili şikâyetten
alıkoymaktır. Sabır, insanlara en zor gelen huylardandır. Sabır üç derecedir
Birincisi, Allahü teâlânın vaat (nimet vereceğine söz vermek) ve vaadini (azâb
edeceğini) düşünerek, imân üzere kalmak. Cezadan dolayı günah işlemekten
kaçınmaktır. İkincisi, ibâdete ihlâs ile ve şartlarını yerine getirerek devam
etmeye sabretmektir. Üçüncüsü, belâlara sabretmek ki, böylece sıkıntılara
verilecek sevapları ve rûhun sıkıntılarına verilecek mükâfatı düşünerek
sabretmektir.”
“Şükür; nimeti bilmenin ismidir. Zîrâ şükür, nimeti
vereni bilmeye götürür. Bu manadan dolayı, Kur'ân-ı kerîmde İslâm ve îmâna şükür
ismi verilmiştir.”
“Akıl binici, ilim sürücü, nefis ise
huysuz bir hayvandır. Sürücü olmadan binici olursa, nefis huysuzlaşır. Binici
olmadan sürücü olursa, sağa sola zikzak çizer. Binici ile sürücü bir araya
geldiğinde, ister istemez doğru yürür.”
