"Herkes, bir iş için yaratılmıştır..."
23/05/2020 Cumartesi Köşe yazarı V.T
Hadis âlimleri, hadis-i şerifleri inceleyip, sahihlerini ayırmak için
yaratıldı.
Necmeddîn Ahmed ibn-i Hamdan hazretleri Hanbelî fıkıh ve hadîs âlimidir. 603
(m. 1206)’da Urfa-Harran'da doğdu. O devirde büyük ilim merkezi olan Harran'da
tahsilini tamamladıktan sonra talebe yetiştirdi. İbn-i Hamdan, Hanbelî
fıkhının fürû ve usulü yanında hadis, kelâm, hilaf ve edebiyat alanında da
geniş bilgi sahibiydi. 695 (m. 1295)’de vefat etti. Şöyle buyurdu:
İslâm ahkâmını, fıkıh âlimlerinden, mezhebinin müctehidlerinden öğrenmek
lâzımdır. Hadis-i şeriflerden ve tefsîrden öğrenmemelidir. (Herkes, bir iş için
yaratılmıştır) hadis-i şerifi, bu sözümüzün vesikasıdır. Hadis âlimleri,
hadis-i şerifleri inceleyip, sahihlerini ayırmak için yaratıldı. Tefsîr
âlimleri, Kur'an-ı kerimin mânalarını doğru olarak anlayıp, bildirmek için
yaratıldı. Bunların ikisi de, vazîfelerini yapmak için çok çalıştı.
Maksatlarına kavuştular. Fıkıh âlimleri de, Kur'ân-ı kerimin ve hadis-i
şeriflerin nasslarından ahkâm çıkarmak için yaratıldı. Bu büyük âlimler de, bu
ilmin son noktasına kadar yükseldi. Avamın işini kolaylaştırdılar. Derin
ilimleri ile ve Allahü teâlânın kendilerine vermiş olduğu takvâ yardımı ile,
nassların birbirine uygunsuz görünen yerlerini birbirine uydurdular. Muhkem
olanlarını, tevilli olanlarından ayırdılar. Sonra gelmiş olanlarını, önce
gelmiş olanlarından, nâsih olanlarını mensûh olanlarından ayırdılar. İşte bunun
için, bu ümmet-i merhûmenin hepsi, yeryüzünün her tarafında, bu büyükleri
taklîd etmeye sarıldılar. Bu imamların izinde bulunmayı, İslâm ahkâmının
anahtarı bildiler. Bütün Âlimler, Fâdıllar, Sâlihler, Müttekîler, Velîler,
Kutublar, Evtâd ve Allah yolunda olanların hepsi ve Resûlullahın âşıkları,
kendilerini islâm ahkâmının bu önderlerine teslim etti.
Hadis âlimlerinin ve tefsîr mütehassıslarının ve fıkıh bilgisinde müctehid
olan yüce imamların bilgilerinin bir araya toplanmasından (dîn-i islâm) meydana
geldi. Avamın bu din büyüklerine iktidâ etmesi vâciptir. Kurtuluş yolu, ancak
bu imamların gösterdiği yoldur. Ancak bu yola uyanlar kurtulur. Nefslerine
uyup, Kur'ân-ı kerime ve hadis-i şeriflere kendi düşüncelerine göre mana
verenlere uyanlar felakete sürüklenir.
En'âm sûresinin doksanıncı âyetinde meâlen, (Allahü teâlâ, onlara doğru yolu gösterdi. Onların yoluna iktidâ et!) buyuruldu.