"Muhammed olmasaydı seni yaratmazdım!..”
23/08/2019 Cuma Köşe yazarı V.T
Allahü teâlânın indinde ondan daha üstün birisi yoktur. O Allahü teâlânın
habîbi, resûlü, nebîsidir.
Ebû Abdullah Cezerî hazretleri tefsîr, nahiv ve fıkıh âlimidir. 637 (m.
1239)’da Cizre’de doğdu. 711 (m. 1312)’de Mısır’da vefât etti. Bir sohbetinde
şunları anlattı:
Abdürrahmân bin Kâsım’ın yanında, Resûlullah efendimizin (sallallahü
aleyhi ve sellem) mübârek isimleri anılıp yüzüne bakıldığında, yüzünden
kanın çekilmiş, ağzında dilinin kurumuş olduğu görülürdü. Abdullah bin Âmir
Zübeyr’in yanında, Resûllullah anıldığı zaman, gözlerinden artık yaş
gelmeyinceye kadar ağlardı. Zührî’yi de gördüm. Çok nezîh bir yaşayışı vardı.
Yanında Resûlullah anılınca, öyle bir hâl alırdı ki, onun o hâlini gören hiçbir
kimse, “Bu Zührî’dir” diyemezdi. Şu iyi bilinmelidir ki, Resûlullah, hem
hayatta iken ve hem de âhıreti teşrîflerinden sonra, hem söz ve hem
fiilleriyle güzel bir nümunedir. O’nun bütün hâlleri O’na bakanlar için ibret,
basiret sahipleri için bir müjdedir. Çünkü, Allahü teâlânın indinde ondan daha
üstün birisi yoktur. O Allahü teâlânın habîbi, resûlü, nebîsidir.
Ömer bin Hattâb’dan (radıyallahü anh) rivâyet edildi. Resûlullah şöyle
buyurdu:
Âdem aleyhisselâm zelleyi itirâf edince; “Yâ Rabbî! Muhammed aleyhisselâmın
hakkı için beni bağışla” dedi. Allahü teâlâ; “Ey Âdem! Sen Muhammed
aleyhisselâmı nereden biliyorsun? Ben henüz onu yaratmadım” buyurdu. Bunun
üzerine Âdem aleyhisselâm; “Şuradan biliyorum ki, sen beni yed-i kudretinle
yaratıp bana rûh üflediğin zaman, başımı kaldırıp, Arş üzerinde (La ilahe
illallah Muhammedün Resûlullah) yazılmış olduğunu gördüm. Bildim ki, sen,
şerefli ismini hiç kimseye bağışlamazsın. Ancak halkın en sevgilisi olan bir
kimsenin ismine bağışlarsın” dedi. Bunun üzerine Allahü teâlâ; “Ey Âdem! Doğru
söyledin. O, bana halkın en sevgilisidir. Mademki, onun hürmetine benden
mağfiret istedin, gerçek olarak ben de seni affettim. Eğer Muhammed olmasaydı,
seni yaratmazdım” buyurdu...
Irbâz bin Sâriye “radıyallahü teâlâ anh” şöyle rivâyet etmişdir: Hazret-i
Resûl-i ekrem buyurdu ki: Âdem aleyhisselâmın cesedi toprak hâlinde ve henüz
rûh verilmemiş hâlde iken, Allahü teâlâ katında benim adım “Hâtemünnebiyyîn”
diye yazılmıştı. İbrâhîm aleyhisselâm şöyle duâ etmişdir: [Bekara sûresi
129.cu âyetinde meâlen] (Yâ Rabbî! Onlara senin âyetlerini okuyacak bir resûl
gönder.) Îsâ aleyhisselâm da şöyle müjde vermiştir: [Saf sûresi 6.cı âyetinde
meâlen] (Ey İsrâîl oğulları! Ben size Allahın peygamberiyim. Tevrâtın
tasdîkçisi ve benden sonra gelecek bir peygamberin müjdecisi olarak geldim ki,
o peygamberin ismi “Ahmed”dir...)