Kul haklarından kurtulma çareleri...
23/09/2020 Çarşamba Köşe yazarı H.Y
Müslüman, doğup büyüdüğü veya hayatına devam ettiği yerlerde görüşüp
konuştuğu, beraber iş yaptığı herkesle mutlaka helâlleşmelidir.
Kul hakları -4-
Yüce Rabbimiz, kullarının haklarını gözetmeyi, kendinin haklarına
riayet etmekten daha önce istemektedir. Bir kimse, Peygamberin ameli gibi
amel/ibadet yapsa, fakat üzerinde yarım dank, yani çok az kul borcu olsa, bunu
ödemedikçe Cennete giremez. Üzerimizde en çok hakkı olanlar, ana-baba ve
evlatlarımızdır. Bize, bilmediklerimizi öğreten hocalarımızın da
üzerimizde çok hakkı vardır. Karı-koca birbirlerinin hakkını gözetmelidir.
Akraba, komşu ve arkadaş hakkı, işçi-işveren ve âmir-memur hakkı ve
hatta hayvanların hakkı da kul haklarındandır. Öyleyse kul
haklarından kurtulmaktan başka çare yoktur. Dinimiz, bunun üç türlü
çaresini bildiriyor:
Birinci çare, üzerimizde hakkı bulunan kimselerle hemen
helâlleşmektir. Müslüman, doğup büyüdüğü veya hayatına devam ettiği yerlerde
görüşüp konuştuğu, beraber iş yaptığı herkesle mutlaka helâlleşmelidir.
Nitekim Resûlullah Efendimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki: (Üzerinde
kul hakkı olan, mahlûkların malına, ırzına dokunan, ölmeden önce helâlleşsin,
ödesin! Zirâ o gün altının, malın değeri olmaz. O gün, hak ödeninceye kadar,
kendi sevaplarından alınacak, sevapları olmazsa, hak sâhibinin günâhları, buna
yüklenecektir.)
İkinci çare, üzerinde kul hakkı olan kimse, buna tevbe için, onunla helâlleşmeli,
ona iyilik ve dua etmelidir. Mal sahibi, hakkı olan ölmüş ise, ona dua,
istiğfar edip vârislerine verip ödemeli, bunlara iyilik yapmalıdır. Çocukları,
vârisleri bilinmiyorsa, o miktar parayı fakirlere sadaka verip, sevabını hak
sahibine bağışlamalıdır. Dünyada iken helâlleşemediğimiz, yanımızdan
ayrılıp giden veya ölen kimseler olursa, bunların arkasından hep hayır dua
etmeli ve ömrümüz boyunca yaptığımız bütün ibadetlerin
sevaplarını, hakkını ödeyemediğimiz bu kimselere hediye
etmelidir. Onların af ve mağfireti için Allahü teâlâya yalvarmalıdır. Bir
hadîs-i şerîfte, (Bir kimse, müminler için, her gün yirmibeş kerre,
istiğfâr okursa, Allahü teâlâ, bu kimsenin kalbinden gıl ve hasedi çıkarır.
İsmi, Ebdâl isimleri arasına yazılır. Ona, bütün müminler adedince, sevâp
yazılır. Kıyâmet günü, bütün müminler: Yâ Rabbî, bu kulun bizim için, istiğfâr
okurdu. Sen de onu affeyle! derler) buyuruldu.
Bunun için her gün, (Allahümmağfir lî ve li-vâlideyye ve
lil-mü’minîne vel-mü’minât vel-müslimîne vel-müslimât el-ahyâ-i minhüm
vel-emvât bi-rahmetike yâ Erhamerrâhimîn) okumalıdır.
Üçüncü çare, kul haklarından kurtulmanın en kolay olan şekli, şehit olarak ölmektir. Çünkü şehitlere, ahirette kul haklarından hesap sorulmayacaktır. Bunun yolu da, İslâmiyetin yayılması için çalışan fertlere ve kurumlara yardım etmektir. Bunlara yardım etmek “Cihad sadakası” olur. Bu da, kul ve hayvan haklarından kurtulmaya sebep olur.