Siyah kıldan bir abâ!..
23/11/2019 Cumartesi Köşe yazarı A.U
(Dünden devâm)
Cebrâil aleyhisselâm arz etti ki:
"Yâ Resûlallah! Ebû Bekir, Allahü teâlânın aşkına ve senin dînin
uğruna seksen bin altın sadaka verdi.
Kırk binini gizlici.
Kırk bin de açıktan.
Hiç giyeceği kalmadı.
Namâza da gidemedi.
Arkasına böyle siyah kıldan bir (abâ) geçirip namâzını evinde kıldı. Hak
teâlâ hazretleri sana selâm eder ve buyurur ki; bir elbise bulasın ve Ebû
Bekir'e gönderesin.”
Efendimiz onu dinledi.
Ve sahâbeye dönüp;
"Her kimin fazla bir elbisesi varsa, Ebû Bekir'e versin ki ben
sevineyim. Hak teâlâ, karşılığında ona çok sevap versin ve Firdevs-i âlâda
benimle komşu olsun" buyurdu.
Sahâbe, sorup soruşturdular.
Ancak bir elbise bulunamadı.
Bir sahâbî gitti ve başka birinden bir hırka buldu ve Hazret-i Ebû Bekir'e
gönderdi.
O da, bu kaftanı giydi.
Ve mescide doğru yola çıktı.
Resûl-i Ekrem'in mübârek huzûrlarına henüz erişmemişti ki Cebrâil
aleyhisselâm geldi.
Huzûruna vardı.
Ve Efendimize;
“Yâ Muhammed!.. Allahü teâlâ sana selâm eder ve buyurur ki, bütün
sahâbîlerle birlikte Ebû Bekir’i karşılayasın!" dedi.
Efendimiz emri aldı.
Ve eshâbına aktardı.
Birlikte Hazret-i Ebû Bekir'i karşılamaya çıktılar.
Müsâfaha edip çok duâlar eyledi.
Bütün sahâbîler de Hazret-i Ebû Bekir’le müsâfaha ettiler ve cân-ü gönülden
çok duâ eylediler.